Piyasaların gündemi yoğunlaşmaya başladı.
Bir dizi gündem maddesinin ilk sırasında kuşkusuz yarın açıklanacak yeni ekonomik paket yer alıyor.
Büyük olasılıkla yapısal reformların daha yoğun ve detaylı ele alındığı bir paket olacaktır. Bir sonraki yazımda yeni paketin analizini yapmaya gayret edeceğim.
KALICI OLMALI
Gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında geçen hafta değer kazanırken TL negatif ayrıştı ve değer kaybetti. Seçimlerle ilgili yaşanan belirsizlikler, ABD'nin yarattığı F-35 krizi siyasi, enflasyonun yüksek gelmesi ve durgunluk sinyallerinin belirginleşmesi de ekonomik nedenleri oluşturdu. Yarın Merkez Bankası Şubat ayı ödemeler dengesi verilerini açıklayacak. Büyük olasılıkla dış ticarete bağlı olarak cari açıktaki düşüşün sürdüğünü gözlemleyeceğiz. Cari açığın düşmesi tabi ki dış açık finansman sorununu kısmen hafifletmiş olacak. Malum cari açığın finansmanı büyük oranda portföy yabancı sermayesi ile yapılıyor. Yani sıcak para ile... Tahvil ve hisse senetlerinde pozisyon almak için ya da bankalarda hesap açtırmak için gelen yabancı sermayeye ihtiyaç oluyor cari açığı finanse etmek için. Doğal olarak Türk tahvillerine iştahlarını artırmak için faiz oranlarının bir yerde cazip olması gerekiyor. Merkez Bankası da ne yazık ki faiz politikasında birincil faktör olarak bu gerçeği kabullenmek zorunda kalıyor. Umarız cari açık yıl içinde de düşüş trendini korur ve Merkez Bankası'na faiz politikasında hareket alanını genişletir.
Tam da yeni paket açıklanacağı sırada şu gerçeğin bir kez daha altını çizelim; büyüme hızı düştüğünde cari açık da paralel olarak geriliyor. Dolayısıyla yapısal reformlar ile cari açık sadece durgunluk döneminde değil büyüme hızının yükseldiğinde de düşük seviyelerini korumalı.
Piyasaların kaderini belirleyecek diğer önemli unsur ise FED ile Başkan Trump arasında yaşanan gerginlik... Başkan Trump FED'e federal fonlama oranını indirmesi ve para politikasını sıkılaştırmaması gerektiğini empoze etmeye çalışıyor. FED de bağımsız kimliği ile buna direniyor.
Bu akşam FED'in son toplantı tutanakları yayımlanacak.
Aslında son toplantıda ileriye yönelik beklentilerini kapsayan grafik ve tablolarda olduğundan piyasa aktörleri nezdinde fazla bir sürpriz çıkmayabilir.
İÇSEL FAKTÖRLER
Geçen hafta Amerika'dan tarım dışı istihdam verileri gelmişti. 196 bin ile beklentilerin de üzerinde idi.
Ancak istihdam edilenlerin ücretlerindeki artışın ve ekonomiye katkısının halen sınırlı olduğu görüldü. 30 Nisan 1 Mayıs toplantısına henüz 3 hafta olmasına rağmen istihdamla ilgili rakamlar yine de bir gösterge olacak. Gündemin diğer bir maddesi de daha doğrusu küresel piyasaları en fazla geren faktör ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları idi. Bir ara ateşkes ilan edildi. Ama konu henüz belirsizliğini koruyor. Bu yüzden ticaret savaşlarına yönelik müzakere görüşmeleri doğal olarak piyasa aktörleri tarafından takip edilmeye devam edecek.
Küresel hisse senedi piyasaları yine de iyimserliğini koruyor. Önemli risk göstergesi olarak kabul edilen S&P 500 endeksi yeni zirve seviyelerini zorluyor.
BIST de diğer gelişmekte olan piyasa borsaları gibi yükseldi, her zaman olduğu gibi bankacılık hisse senetleri öncülüğünde, ancak içsel faktörler ağır basınca negatif ayrışmaya başladı.
Yarın açıklanacak paketin içeriğine ve seçim belirsizliğine bağlı olarak BIST 100 yön bulacak önümüzdeki günlerde. Kur ve faizlerin hareketini de aynı şekilde dışsal faktörlerden öte iç siyasi ve ekonomik gelişmeler belirleyecek. Umarız belirsizlikler biran önce piyasa denkleminden çıkar.