Yazımda FED şahinleşirse doların maliyeti artar, tahvil faizleri yükselir, borsalar ve altın düşer gibi hepimizin bildiği bilgilerle sizleri bunaltmayacağım.
Gerçekten FED şahinleşiyor mu sorusunun yanıtını vermeye çalışacağım. Sondan başlayım; FED şahinleşmiyor, FED ekonomik koşullara göre gereğini yapıyor. Aslında şöyle açıklamam daha doğru olur; Pandemi nedeniyle aldığı olağanüstü önlemlerden çıkış yapıyor. Küresel ekonominin bu ölçekteyken ilk kez karşılaştığı sağlık tarafından ekonomiyi vuran bu kriz karşısında hızlı ve yerinde refleks göstererek hiç tanık olmadığımız kadar parasal genişleme yapmıştı. Şimdi yükselen enflasyon karşısında kademeli olarak politikalarını normalize etmeye çalışıyor.
Eğer bilançosunu olağanüstü genişletmemiş olsaydı ve mevcut seviyesinden aşağı çekseydi o zaman şahinleşti diyebilirdik.
Oysa şimdi normalleşiyor. Ama ne mümkün bunun piyasa aktörlerince açıkladığım gibi algılanması. Spekülatörlere gün doğdu.
Artan oynaklıklarla karlarını artıracaklar.
Piyasa yorumcularına gün doğdu. Bir süre güzel süslü cümlelerle FED'in nasıl şahinleştiğini, bunun piyasaları ne kadar etkileyebileceğini heyecanlı heyecanlı anlatacaklar.
Neyse biz konumuza dönelim.
BİLANÇODA HEMFİKİRLER
Evet, abartıldığı kadar FED şahinleşmiyor, sadece normalleşmeye ve uzun süredir karşılaşmadıkları yüksek enflasyona karşı olağan önlemlerini alıyorlar. Üstelik gayet şeffaf ve güçlü iletişim ile yapıyorlar.
Dolayısıyla sürpriz değil aldıkları ve almayı planladıkları aksiyonlar. Hiç kimse diyebilir mi FED nasıl faiz artırabilir diye. Yüzde 8 sınırına gelmiş enflasyon karşısında faizleri halen sıfır seviyesinde koruyacaklar mıydı?
Ya da FED nasıl bilançosunu küçültebilir diye. Çok kısa sürede 4 trilyon dolar civarında varlık alımlarıyla bilançolarını iki kat genişletmişlerdi.
Kısaca hatırlatayım FED'in aksiyonlarını.
Öncelikle aylık 120 milyar dolar varlık alımına son vermişlerdi. Sonra da 25 baz puanlık ilk adımla faiz artırım sürecini başlatmışlar ve sürecin kalan 6 toplantıda da devam edeceğinin sinyalini vermişlerdi. Bilanço küçültme olasılığının da yüksek olduğunu dosyanın artık masa üstüne konduğunu da açıkça dile getirmişti Başkan Powell.
Her zaman olduğu gibi toplantıdan yaklaşık 3 hafta sonra "toplantı tutanakları" yayınlanıyor. Böylece detayları öğrenmiş oluyoruz. Tutanaklarda bilanço küçültülmesine yönelik şu cümleler kullanılmış.
"Katılımcılar genel olarak aylık üst sınırın yaklaşık 60 milyar dolar olduğu konusunda hemfikirdi. Hazine menkul kıymetleri ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler için yaklaşık 35 milyar dolar muhtemelen uygun olacaktır. Katılımcılar ayrıca, genel olarak, üst sınırların üç aylık bir süre boyunca veya piyasa koşullarının gerektirdiği takdirde biraz daha uzun bir süre boyunca aşamalı olarak uygulanabileceği konusunda anlaştılar."
TCMB KARAR VERECEK
Açıkça görüldüğü gibi FED aylık toplam 95 milyar dolar varlığın itfasına izin verecek ve bilançosu bu verilerle bir yılda 1 trilyon 140 milyar dolar aşağı çekmiş olacak.
Pandemide yaklaşık 5 trilyon dolar büyütüp şu an 9 trilyon dolar sınırında olan tutardan yıllık sadece 1,14 trilyon dolar azalması küresel likiditede büyük kayıp anlamına mı geliyor? Hayır, tabi ki...
Şuan yüzde 0,25-0,50 olan faizlerin bu yıl artırımlarla yüzde 2,5'lara hatta biraz üzerine gelmesi ki bu da pandemi öncesi seviyeler demektir, doların maliyetinin çok artması anlamına mı gelir? Yanıt yine hayır... Çünkü yüzde 8 enflasyona göre bu seviye reel olarak yüzde -6'lardır. Şuraya gelmeye çalışıyorum. 2008 krizi sonrası gibi deneyimlere dayanarak alışık olduğumuz ve beklediğimiz hamleler geliyor FED'den...
Bu hamleler doğal olarak piyasaları abartıldığı kadar olmasa da belli düzeylerde etkileyecek.
Etki düzeyi merkez bankalarının paralel ve proaktif olarak aldıkları önlemlere göre ülke bazında değişecek. Simetrik gidenler için pek sorun yok. Ama Türkiye için etkinin ne düzeyde olacağına Merkez Bankası politikalarıyla karar verecek.