Geçtiğimiz pazartesi günü saat 11.00 sıralarında Karşıyaka'dan Bayraklı'ya gitmek için otobüse bindim.
Altınyol'da korkunç bir trafik var.
Bir anlam veremedik. 5 dakikalık yolu tam 25 dakikada geçtik. Bir baktık ki yolda çalışma var. 3 şerit olan yol bir şerit kapatılarak 2'ye düşürülmüş.
Kaldırımlar kırılıyor ve yol yaklaşık bir metre genişletiliyor. Geçtiğimiz hafta her gün bu trafik sıkışıklığını çektik. Perşembe günü dayanamadım arabadan indim. Çalışanlarla sohbet ettim. Sabah iş başlangıç saatinde geliyorlar, 08.30 gibi çalışmaya başlıyorlar, akşam da 17.00 civarında iş bırakıyorlar. İşin ne zaman biteceğini de tam olarak bilmiyorlar.
'Ne güzel işte hizmet yapılıyor, yol genişletiliyor daha ne istiyorsun' diyebilirsiniz. Ama kazın ayağı öyle değil. 2020'li yılların belediyecilik anlayışı bu değil. Hizmeti insanlara en az eziyet ederek vereceksin. Binlerce insana trafikte bekletiyorsun. İnsana eziyet etmeden bu işi yapılamaz mı? Gece saat 22.00'da başlayıp sabah saat 06.00'ya kadar çalışsanız olmaz mı? Binlerce insan trafikte mağdur olmasa, zaman kaybetmese, araçlar boş yere yakıt tüketmese iyi olmaz mı? Belediye bürokratlarının empati yapması gerekmez mi? İzmir ve İzmirli biraz olsun saygıyı hak etmiyor mu?
ÇALIŞMALAR GÖSTERMELİK
Daha önceki bir yazımda, Büyükşehir bürokratlarının komisyon çalışmalarına hazırlıksız geldiğini ifade etmiştim. İki hafta önce Plan Bütçe Komisyonu'na Büyükşehir'in araç kiralama ihalesi ile ilgili bürokrat arkadaşlar geldi. Çalışmada eksikler vardı.
Uygulama o kadar kanıksanmıştı ki sanki komisyonlar usulen işlerin getirilip kararların alındığı yerlerdi.
Komisyondaki tüm üyeler çalışmanın tamamlanmasını talep etti. Bu hafta çalışma tamamlanmış olarak daire başkanı bürokratımız komisyona getirdi. Belediyenin iş makineleri ve kamyonlar hariç bin 600 civarında aracı olduğunu öğrendik.
Bunlara ilaveten şoförlü ve şoförsüz 173 araç daha kiralanacaktı. Bu ihaleyi 3 yıl için (yasal olarak kiralanabilecek en uzun süre) yapacaklardı. Geçtiğimiz yıllarda hep birer yıllık ihale yapılmıştı.
İhale 3 yıllık yapıldığında fiyatlar düşüyordu.
3 yılda yaklaşık %20-25 tasarruf ediliyordu. 2 ay önce belediyenin başka bir birimi araç ve iş makinası kiralamak için 15 aylık ihale yapıyordu. Meclis'te kiralama hizmetinin 3 yıllık yapılması için bir yalvarmadığımız kalmıştı.
BU PARA İZMİRLİNİN EMANETİ
Şimdi söylediklerimizin isabetli olduğunu belediyenin başka bir daire başkanı doğruluyordu. Geriye tek bir soru kalıyor.
Belediyelere 3 yıla kadar ihale yapma yetkisi veren yasa çıkalı 10 yılı geçti. Neden geçtiğimiz yıllarda ihaleler çoğunlukla 1 yıl için yapıldı. Belediyenin parası neden sokağa atıldı. Tasarruf yapmak bu kadar kolayken neden daha maliyetli hizmet alımları oldu? Maalesef aklıma ilk gelen cevap "Bilgi vermekten, soru sorulmasından kaçınmak". Çünkü yıllık ihaleler Meclis onayına tabi değil. Bir yıldan fazla süreli hizmet alım ihalesinde onay gerekiyor. Hadi diyelim ki Bürokrat Meclis'e gelsin istemiyor. Belediye Başkanı buna nasıl müsaade etti anlayamıyorum.
Çarçur olan para kendi cebimizden çıkan değil İzmir halkının bize emanet ettiği para. Tasarruf etmenin ve bütçeyi etkin kullanmanın bir lütuf değil, sorumluluk olduğunu Başkan Soyer'e hatırlatmak istiyorum.