Dünya korona virüs salgını nedeniyle olağan üstü bir dönemden geçiyor. Medeniyetin beşiği denilen ülkeler birer birer kaosa sürükleniyor.
Salgının en çok etkilediği İtalya, Fransa, Almanya gibi ülkelerden oluşan Avrupa Birliği'nin aslında hiç de 'birlik' olmadığı görüldü. Bundan sonraki süreçte AB'nin ekonomik ve siyasi olarak çökmesi kaçınılmaz.
Diğer yandan salgının başladığı ilk ülke olan Çin de her ne kadar salgını atlatsa da ekonomik olarak büyük bir yara aldı. Bu arada Rusya, petrolün varil fiyatının 30 doların altına gelmesiyle kan kaybetmeye başladı. ABD Merkez Bankası, piyasalarındaki yangını durdurabilmek için sisteme trilyonlarca dolar enjekte ediyor. Dünyanın alacağı hasarın boyutları şu an henüz kestirilemiyor. Korona virüs ile dünyada kartlar yeniden dağıtılıyor ve yeni bir dünya düzeni kuruluyor.
EKONOMİYE DOPİNG
Böylesi bir dönemde Türkiye, her şeye rağmen dimdik durmayı başardı. Virüsün sınırlarına girmesini uzun süre geciktirdi.
Yine alınan etkili kararlarla şu ana kadar da virüsün bir salgın haline gelmesinin önüne geçildi. Dün de ekonomi için çok önemli kararlar alındı. Devlet üzerine düşeni yaptı. 100 milyar liralık bir kaynak seti devreye alındı.
ÖZVERİDE BULUNMA ZAMANI
Şimdi bize bireyler olarak çok önemli bir görev düşüyor. Hepimiz sosyal izolasyon kurallarına uyup bu virüsün yayılmasını engellemeliyiz. Her birimiz hem kendimiz, hem sevdiklerimiz hem de parçası olduğumuz toplumumuz için özveride bulunmak zorundayız. Mecburiyetimiz yoksa evimizden çıkmamalıyız. Bilim adamlarının işaret ettiği gibi şu 2-3 aylık hassas süreci, salgın İtalya'daki gibi kontrol edilemez bir boyuta ulaşmadan atlatmalıyız. Biz bireyler olarak ne yapabiliriz diye düşünmeyelim. Hiç unutmayalım ki, Güney Kore'de sadece kurallara uymayan bir kişinin virüsü en az 1000 kişiye bulaştırdığı biliniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün dediği gibi bu süreci atlattıktan sonra 'Türkiye'yi umduğumuzun ötesinde güzel bir tablo bekliyor'. Çünkü, yine Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Çin'deki salgın dönemi dünyayı üretim konusunda alternatifler aramaya itti ve üretimde alternatif denince de ilk alka gelen yer Türkiye... Ha gayret...
Hangi elektrik ve hangi doğalgaz?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, korona virüs nedeniyle partisinin belediyelerine "Kimsenin elektriğini, suyunu ve doğalgazını kesmeyeceksiniz" talimatı verdiğini söyledi. Suyu anlıyoruz, bunu belediyeler sağlıyor ama çok uzun yıllardır artık ne doğalgaz ne de elektrik hizmetinin belediyelerle bir ilgisi yok. Sayın Kılıçdaroğlu, bunun farkına varsa iyi olacak!
CHP'de ne ihraç hırsı varmış!
Dünya yeniden kurulurken ana muhalefet partisi CHP, eski tas eski hamam devam ediyor. Hala kendi içlerinde hesaplaşma ve kavga peşindeler. Tüm ülke teyakkuza geçmiş halde CHP'de ise kıyıma gidildi. İşte en son Menemen'de 20 yıl başkanlık yapan Tahir Şahin'in Yüksek Disiplin Kurulu tarafından ihraç edildiği açıklandı. Yine Selçuk Belediye eski Başkanı Vefa Ülgür hakkında YDK'dan da ihraç kararı çıktı. Tamam ihraç kararı partinin kendi bileceği iştir ama ülke böyle bir süreçten geçerken bunun çok mu acelesi vardı Allah aşkına!