Bizim gençliğimizdeki poster aşklarının yerini, günümüzde Youtuber'lar aldı malum...
Dijital içerik üreticisi olarak paraya para demeyen bu gençlere, çocuklar öyle böyle hayran değil. "Kanalıma hoşgeldiniz" ve "Abone olmayı unutmayın" cümleleri arasında ne ararsan var.
Ne kadar izlenirlerse o kadar para kazanıyorlar. Bu yüzden "ne kadar tuhaf, o kadar iyi" mantığıyla saçmalamakta birbirleriyle yarışıyorlar.
ANLAMAK ZORUNDAYIM
Bir gün boyunca ayrı renkte yiyip içen, giyinen, hatta evini boyayan mı ararsın, mutfak robotunda acı biber, reçel, mayonez ve gazoz karıştırıp içen mi... Yok yok... Nesini beğenirler, nesini örnek alırlar anlamakta güçlük çekiyorum, ama anlamak zorunda olduğumu da biliyorum. Çocuğumla duygusal/bilişsel mesafemi kısa tutmak için onu anlamam şart çünkü.
Geçenlerde bu ünlülerden birinin telefonu ifşa olmuş. Deniz de numarayı ezberlemiş iyi mi! Bir çırpıda söyledi. "Peki babanın veya benim telefonum ezberinde mi?" diye sordum. Tabii ki hayır. Özrü de kabahatinden büyük. "Sizinki zor ama" diyor. "Sen bilirsin" dedim ve ekledim: "Başına bir şey gelirse kimi arayacağını biliyorsun artık!"
ÜÇ HARFLİLERLE BAŞLADI İLİŞKİMİZ
Fark ettiniz mi? Çocuklarla ilişkimiz üç harfli sözcüklerle başlıyor.
Bebekle haşır neşir olurken, günlük hayatın rutini içinde bolca kullanıyoruz bu üç harflileri:
Süt, gaz, bez, ütü...
Sonra büyüyorlar...
Dört harflilerden ilk "Oyun" kelimesi giriyor sahneye.
Ardından "ödül" ve elbette "ceza"...
Derken "okul" başlıyor ve "ders"...
Ve ödev... Ödevlerimiz... Hemen ardından "trip"...
Bu trip diğerlerinden daha uzun soluklu olacak gibi. Çocuğuna göre de değişir tabii.
Yolun burasında bir durup, ilerisini hayal ediyorum da...
5 harflilerden "mezun", "düğün", "torun" derken "mükafat" faslını da görürüz inşallah!
MUTSUZLUĞUNUZU ÇOCUĞUNUZA BULAŞTIRMAYIN
Her çocuğun üç ebeveyni vardır; annesi, babası ve annesi ile babası arasındaki ilişki... Byron Norton'un bu sözü, çocuk için sadece iyi birer anne baba olmaya çalışmanın yetmeyeceğinin ifadesi. Hani o iki kişinin arasında maskelenen bireysel mutsuzluklar, hayal kırıklıkları, öfke adeta üçüncü bir ebeveyn gibi çocuk büyütüyor. Ailenin kutsalı, aşk vesaire... Herkesin yaşadığı kendine. Ama çocuklar kendilerine bulaştırılan o mutsuzluğu hiç hak etmiyor bence. O yüzden mutlu anne baba olmanın bir yolunu mutlaka bulmamız gerekiyor, mutlaka...