Geçen hafta 'Asgari ücret artışı ve piyasa beklentileri' konulu yazımızla ilgili epey e-mail, sosyal medya üzerinden mesajlar ve telefonda geri dönüşler aldık. Okurlarımız, memur ve emekli maaşlarına ilişkin zamlar konusunda da bir değerlendirmede bulunmamızı istiyordu. Bu hafta da bu konuyu irdeleyeceğiz. Küresel ekonomik krizin yansımaları ve özellikle yüksek enflasyon, halkın alım gücünü düşürmektedir. Döviz kurundaki spekülatif dalgalanmalar nedeniyle son dönemde artan hayat pahalılığı karşısında emekli ve memurlar zorlu günler yaşıyor. Bu nedenle, büyük memnuniyet yaratan asgari ücret zammına yakın bir artışla, memur ve emekliler de maaşlarına yüzde 35 ile yüzde 42 aralığında zam beklentisi içindeler.
Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, enflasyon karşısında memur ve emeklilerin gelir kaybının giderilmesi yönünde çağrı yaptı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile yaptığı görüşmede memurlara yönelik beklentilerini dile getirdi. Bakan Bilgin'in memurlara ilişkin, 'sosyal refah düzenlemesi' yapılacağını duyurması kamuoyunda sevinçle karşılandı.
KUR DÜŞTÜ FİYATLAR KALDI
Memurların yapılacak uygun bir zamla refah içinde yaşaması önemlidir. Çünkü devletin yönetiminde rol olan memurların; kaygıdan uzak olması motivasyonun sağlanması, verimlilik ve hizmet kalitesi için gereklidir. Geçim sıkıntısı insanı yorar.
Her ne kadar döviz kurlarındaki sert düşüş sevinç yaratsa da maalesef piyasalarda etiket fiyatlarında henüz genel bir düşüş gerçekleşmedi. Marketlerde, pazarlarda halen fiyatlar cep yakıyor. Konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, döviz kurunun inmesine rağmen fiyatlarını düşürmeyen işletmelere, "Jet hızıyla çıkardılar fiyatları, öyle yamaç paraşütüyle gezer gibi ortalıkta dolanmasınlar. Fiyatlar, aşağı hızlı bir şekilde inecek. Yoksa geliyor gelmekte olan... Hazine ve Maliye'nin sopası" uyarısında bulundu.
Öte yandan Ticaret Bakanlığı yetkilileri denetimlerini artırdı. Ancak döviz kurlarının ani çıkışı ve inişi piyasalarda belirsizlik yarattığından, girişimciler bu durum karşısında nasıl davranacağını şaşırmış haldeler. Elbette ki, ekonominin temel kuralı güvendir.
Hem işletmeler hem de vatandaş güven iklimine ihtiyaç duymaktadır. Her iki kesim de önünü görmek istemektedir. Hükümetin alacağı ekonomi tedbirleriyle kısa sürede gerekli güven iklimi tekrar sağlanacaktır.
HAMMADDE MALİYETİ ÖNEMLİ
Dünya genelinde yaşanan döviz dalgalanmaları ve özellikle emtia fiyatlarındaki oynaklık üretim süreçlerine olumsuz yansımaktadır.
Üretim şarttır, milli gelir için en önemli noktadır. Üretmeden tüketen toplumlar yok olmaya mahkûmdur. Maalesef, küresel krizin etkisiyle son dönemlerde birçok sektörde hammadde sıkıntısı yaşanmaktadır.
Örneğin, metal talebinin karşılanamaması nedeniyle, içecek sektörü gibi bazı ilgili sektörler üretimlerini kısmış, hatta durdurma noktasına gelmiştir. Diğer bir örnek, kağıdın hammaddesi olan selülozdur. Kağıt talebi karşılanamadığı için yayıncılık faaliyetleri durma noktasına gelmektedir.
Ambalaj ve demir ihtiyacı da ilgili sektörlerde benzer sıkıntıyı yaşamaktadır. Dolayısıyla tüm bu etkenler maliyetleri artırmakta ve arz- talep dengesini bozmaktadır. Başta sanayi olmak üzere, üretim alanlarında hammadde maliyetleri büyük sorundur.
Çünkü üretim komplike bir süreçtir ve birçok girdiye ihtiyaç duyar. Bu nedenle ülkemizde, üretimde maliyete yol açan hammadde konusunda regülafit düzenlemelerin oluşturulması, fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadele noktasında sistem getirecektir. Bir tedbir olarak, üretim sürecinde girdilerin serbest piyasa koşullarına bırakılmadan devlet kontrolünde olması sağlanabilir.
Ülkemizin daha güzel günler yaşaması için yapılan tüm çalışmaların olumlu sonuç vermesi biraz sabırla olacaktır. Unutulmamalıdır ki, bugüne kadar toplumun ihtiyaçları çerçevesinde yapılan tüm çalışmalar olumlu sonuç vermiştir.