Bu ülkede her şey olabilirsiniz. Fakat rezil olamazsınız.' Bilinen bir sözdür ve doğrudur. Zira hem insanımız balık hafızasından mustariptir, hem de rezillik en çok sahibine yarar.
Hafta boyunca sosyal medyanın en konuşulan olaylarından biri, program sunucusu Funda Özkalyoncuoğlu'nun edebi gafı oldu.
Partneri Jess Molho'nun, Sabahattin Ali'nin (aylardır bestseller olan) klasik eseri 'Kürk Mantolu Madonna'nın sinemaya uyarlanacağını ve rolü de Beren Saat'in alacağını söylemesi üzerine; 'Kitaplar filme uyarlanınca ben sevmiyorum (Buraya kadar sorun yok) ama burada Madonna'nın hayatı da enteresan olabilir bizim için.
(Aha! Kitabı şarkıcı Madonna'nın hayatı sandı)' diyor. Jess'in kitabın 1943 yılında basıldığını hatırlatması üstüne 'Aa..
Madonna var mıydı o yıllarda?' diyerek tüy dikiyor. Sonra yine geri adım atmayıp kitabı okuduğunu ve unuttuğunu iddia ediyor ve bu böyle sürüp gidiyor.
Daha sonra sosyal medyada linç edildiğini, köpekler gibi parçalandığını dile getiren ve yakınan sunucu ile ilgili mesleki bir şeyler söylemek benim de hakkımdır sanırım.
1. Kabahat daha en başında, genel kültür sahibi olmamakta. Kitabı bilmeyebilirsiniz ama bazı kavramlara aşina olmalısınız. Madonna, resim ve heykel sanatında, Hz. Meryem'in bebek İsa ile birlikte resmedildikleri tasvirlerin genel adıdır. Ayrıca, İtalyancada, 'evli kadın' sözünün kibarca ifadesidir. Eğer ismin anlamını bilmezseniz sizin için sadece bir popstar ifade eder. Komik olan budur.
2. Kaldı ki; eğer programda konuk değil sunucu iseniz ne konuşulacağını önceden bilmekle yükümlüsünüz. Kitabı okumuş olmanız şart değil ama en azından kim yazmış, ne yazmış, niye yazmış konularından haberdar olmak işinizin bir parçası.
3. Bilmediğiniz şeyle ilgili en azından sessiz kalmalı ya da geçiştirmelisiniz. Her şeye atlamamalısınız.
4. Gaf yaptınız diyelim. Olabilir. Bizim de başımıza geliyor. Kendinizle dalga geçebilme becerisini edinebilmelisiniz. Bunu yaparsanız seyircinin bu zevkini/hakkını elinden kısmen de olsa almış olursunuz. Yani bizim millet hanımefendinin iddia ettiği gibi acımasız değildir.
Eğer mazlum olursanız sizi korur. Ama hem hatalı hem de mağrur olmaya kalkışırsanız o zaman acımaz işte.
5. Cahillikle dalga geçilmesi, elitist bir tavır olarak görülüyor. Oysa dalga geçilen asıl şey genellikle cehalet değil, Cem Yılmaz'ın da 'Faruk Eczanesi Sendromu' olarak skeçleştirdiği 'Her şeyi biliyormuş' havasıdır.
Millet cahile ses etmez ama hem suçlu hem güçlü olursanız bunu eleştirir. (Tabii ki küfür etmek kimsenin hakkı değil.) 6. Funda hanım, kendini savunurken, 'Millet Musul'a baksın, memleket işleriyle ilgilensin' diyerek yine benzer bir şekilde şahsi meselesini sosyopolitik konjonktürle eş tutarak bana kalırsa yeni bir gafa imza atmış.
Hakkıdır, yapsın. Yapsın çünkü bu ülke sesi olmadan şarkıcı, siyaset bilmeden politikacı, müteahhitten oyuncu olabilmiş insanların ülkesi oldu. Bir de sunucumuz olsun. Çok mu geldi size?
7. Hepsinin ötesinde; bugüne kadar pek çok iş yapmış olduğunu ancak bu vesileyle internetten öğrendiğim, hayatımda ilk kez gördüğüm bir sunucu, bu gaf ile işinden mi olur, dersiniz? Aksine kaşesi artar. O yüzden böyle bir gafı bile isteye yapsalar, yine şaşırmam.
Sabahattin Ali, bir sunucuyu böylesine şöhret haline getirebileceğini aklının ucundan geçirebilir miydi acaba?
KİTAP ÖNERİLERİ
Hazır sosyal medya bu konuda çalkalanıyorken, biz de Funda hanım gibi sunuculuk yapmak isteyenlere bazı klasik kitapları okumadan öğrenmenin birkaç ipucunu verelim de hizmet olsun...
Suç ve Ceza: Okumadan Hukuk Fakültesi'ni bitiremeyeceğiniz temel eser.
Güliver'in Gezileri: Güliver isimli blog yazarı tarafından kitaplaştırılmış olan dünya seyahati anıları.
Çocuk Kalbi: Tıp fakültesi'nin en bilinen eğitim kitabı. Kalp cerrahlarından...
Beyaz Geceler: Moskova ve Saint Petersburg civarına beyaz eşya bayi götüren bir seyahat acentasının gezi programı Benim Üniversitelerim: Bir anı kitabı.
İhsan Doğramacı'nın YÖK dönemine bakışı.
Kaşağı: Ünlü bir jokeyin at bakımı ve yarış performansı üzerine kaleme aldığı eser.
Ölü Canlar: Tarihte bilinen ilk zombi romanı.