Hüseyin Kocabıyık

"Revolution" ve polis düşmanları

CNBC-e kanalı bir süredir harika diziler yayınlıyor. Uzun süre devam eden ve hastası olduğum Spartakus dizisinden sonra şimdi de bir başka güzel diziyle her pazar bizi ekranlara kilitliyor. Dizinin adı Revolution. Bu diziyi özelikle şehirlerde yaşayan herkes izlemeli. Polisler, askerler izlemeli. İşi gücü polisi suçlamak olan çevreler bilhassa izlemeli. Polise düşman saldırgan solcular izlemeli.
Elektriğin ve güvenliğin var olmadığı bir dünyada ne yapardınız? Lost, Alias ve Person of Interest gibi dizilerle televizyon dünyasının en önemli isimlerinden birine dönüşen J.J. Abrams ile Eric Kripke'nin ortak imzasını taşıyan Revolution, bu sorudan yola çıkıyor ve diziden kafamıza "dank" edecek dersler çıkarmamızı sağlıyor. Bilgisayarların, uçakların, telefonların, hatta aydınlatmanın dahi olmadığı, dünyanın sonsuza dek karanlığa gömüldüğü bir gelecekte hayatta kalma mücadelesine girişen insanların öyküsüne odaklanan Revolution, aynı zamanda aile olmanın anlamını da sorguluyor.
***
Revolution, yani Devrim dizisinde anlatılmak istenen temel konu, teknolojiyle örülü hayatımızın teknolojiyi kaybettiğimiz zaman neye dönüşeceğidir. Bir diğer en önemli ve çarpıcı mesaj şudur: Polisin olmadığı bir toplumda düzen, kanun, can güvenliği gibi kavramlar asla yaşayamaz. Diziyi seyrederken anarşist felsefenin ne kadar uyduruk bir düşünce zeminine sahip olduğunu anlıyorsunuz. Revolution dizisinde bu gerçek çok iyi işlenmiş. Amerika'da elektiriğin olmadığı, teknolojik aygıtların işlemediği ve daha mühimi polisin görev yapmadığı bir ortamda devlet ve hükümet ayakta kalamıyor. Polisin egemen olmadığı bir dünyada ise düzen diye bir şey kalmıyor. İnsanlar yiyecek için birbirini acımasızca öldürüyor. Komşular birbirine düşman oluyorlar, daha doğrusu insani duygular köreliyor ve herkes vahşi bir hayvan iç güdüsüyle kendini ve ailesini korumaya çalışıyor.
***
Nükleer enerjiye karşı olanlar bir an için elektiriklerin kesildiğini; polis düşmanlığı yapanlar bir an için polisin ortadan kalktığını düşünsünler!
Diziyi seyrederken bizim kızdığımız o polisin özgürlüğümüz için, huzurumuz için, güvenliğimiz için ve ailelerimiz için ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz. Doğrusu ben bir an "Polis diye bir varlık olmasa bizim şehirde ne olur?" diye düşündüm. Şundan eminim, kapımızın önüne çıkamayız, etrafımızda fare gibi çeteler üremeye başlar. Bir süre sonra evimizin içinde de can güvenliğimizi koruyamaz hale geliriz. Bundan eminim.
Biz insanlar sahip olduğumuz şeylerin kıymetini onlara sahipken idrak etmekte zorlanıyoruz. Ancak, nükleer enerjiye karşı olanlar bir an için elektiriklerin kesildiği; polisin düzen sağlama çabasını nefret duygusuyla eleştirenler ve polis düşmanlığı yapanlar bir an için polisin ortadan kalktığını bir düşünsünler bakalım.
Düşünce tembellerine pazar akşamları saat 22.00'de, CNBC-e'de yayınlanan Revolution dizisini tavsiye ediyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.