Geçtiğimiz hafta, 'Kuraklık ve Susuzluk Küresel Soruna Dönüştü' başlıklı yazımda genel olarak, 'Kuraklık, İklim ve Tarım Sorunsalı'nı örnekler vererek değerlendirmeye çalışmıştım.
Konu yani kuraklık ve susuzluk sorunu giderek çatallaşıyor. Bu arada haftaya damgasını vuran sözü Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli söyledi.
"Bundan böyle suya mücevher gözüyle bakacağız" dedi. Bu çerçevede içinde bulunduğumuz yüzyılın, yani 21'inci yüzyılın, 'Gıda, Su ve Enerji' çağı olduğunu da tekrar hatırlamak gerekiyor.
GELİŞMELERE HAZIR MIYIZ
Şimdi de teorik ve pratik bilgisinin yanı sıra başarılı TV programcılığı ile tanınan ziraat mühendisi Mine Pakkaner'in köşemize gönderdiği açıklamaya kulak verelim. Pakkaner, "Tarım iklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektör.
İklim değişikliği ile ilgili en önemli konu sadece yükselen hava sıcaklığı ve su kısıtı mı? Peki buna bağlı olarak gelişecek olan yeni üretim politikalarımız var mı? Tarımı bire bir uygulayan çiftçiler, ziraat mühendisleri, veteriner hekimler ve su ürünleri mühendisleri buna hazır mı?" diye soruyor.
Bu soru önemli çünkü bizi bekleyen bu yeni sürece ya hazırlıksız yakalanacağız ve bunun çok olumsuz sonuçlarında büyük zararlar göreceğiz ya da küresel iklim sorununu iyi kavrayıp, ona göre bir yol haritası hazırlayacağız.
AYVALIK ZEYTİNİ ÖRNEĞİ
Pakkaner şöyle devam ediyor: "Özellikle meyvecilikte 10 yıl içinde iklim değişikliğine bağlı sıkıntılar yaşayacağımızı öngörüyorum. Meyve ağaçlarının soğuklama isteğinin sınırda karşılandığı bölgelerde tarımın yüzü de değişecektir. Bir örnekle açıklamak istersek çok önemli bir yağlık çeşit olan Ayvalık zeytininin İzmir'de de geniş alanlarda tesis edilmeye başladığını görüyoruz. Bu çeşidin soğuklama isteğinin 1000 saat olduğunu biliyoruz. Devlet meteorolojinin tarım uygulamasından Ayvalık zeytini İzmir'de 1 yıllık soğuklama ihtiyacını karşılamış mı diye bakıyoruz;
Seferihisar'da 665, Çeşme'de 528 saatte kalmış olduğunu gözlemliyoruz. Bu bize düşük verimi getiriyor. Üstelik gittikçe yüksek sıcaklıkların yaşandığı yaz aylarına, son yılların hiç aksamayan kuraklığını da ekleyince, yaprakta ve meyvede buruşma, yağlanmada azalma, meyve dökümü gibi sorunlar karşımıza çıkıyor. Bu da yaptığımız yatırımı boşa çıkarıyor. Her ürünü her bölgede yetiştirmek yerine ekolojiye uygun olarak yetiştirmeye de dikkat etmek gerekecek. Sürdürülebilirlik değişen iklim koşullarında en önemli kıstas olacak."
YERALTI BARAJLARI
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Suya mücevher gibi bakacağız" sözünü geçtiğimiz günlerde, Kuraklık Eylem Planı için yaptığı açıklamada söyledi.
Bu söz gerçekten önemli ve değerli. Ama gereğinin mutlaka yapılması gerekiyor.
Kuraklık Eylem Planı'na göre 150 yeraltı barajı yapılacak ve vatandaşa yönelik su tasarrufu için kampanya başlatılacak. Ayrıca belediyelerdeki yüzde 37 kayıp kaçak oranının da azaltılması hedefleniyor. Yeraltı barajları konusunda Bakan Pakdemirli umutlu konuşuyor. Özellikle kamulaştırma, çevre ve buharlaşma sorunlarının önlenmiş olacağının altını çiziyor. Hazırlanan yol haritasına göre 150 yeraltı barajının 2023'e kadar tamamlanması öngörülüyor.