• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
TARÇIN KEDİNİN HİKAYESİ MEHMET DEMİRCİ

TARÇIN KEDİNİN HİKAYESİ

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16 Ekim 2016, 21:21

Değerli bilim adamı, tarihçi Ayhan Pala anlatıyor:
2008 yılında Kazakistan'ın Türkistan şehrindeki Ahmet Yesevi Üniversitesi'ne öğretim üyesi olarak gönderildim. Ekim ayının başlarında lojmanlardan dışarı çıkarken kapının önünde 15-20 günlük çok küçük, zayıf bir kedi yavrusu gördüm.
Avuç içi kadardı, sıskaydı, çok kötü durumda görünüyordu. Onu elime alıp biraz okşadım ve bıraktım. İşimiz vardı, arkadaşlarla bir yere gidiyorduk.
Onlardan biri: "Önümüz kış, bu kedi yavrusu çok zayıf, soğuğa dayanamaz, ölür" dedi. Bu söz içimi sızlattı. Dönüşümüzde bu yavruyu aramaya başladık, ama bulamadık. Bir hafta boyunca kedinin gidebileceği her yere baktım, aradım, yok, yok.
Tam ümidi kesmek üzereydim; bir gün Rektörlüğün ana girişine yakın, uzun otların içerisinde onu gördüm.
Elime aldım, bir deri bir kemik kalmıştı; zayıf, neredeyse ölmek üzereydi.
Avucumun içinde uykuya daldı.

İLGİ VE ŞEFKAT

Onu eve götürdüm, yavruyu 1 hafta sütle besledim. Beni annesi zannedip devamlı koynuma gelir, annesine sığınır gibi benim koynumda yatmak isterdi.
Aramızda böyle bir yakınlık doğdu.
Kazakistan'da cenazelerde genellikle at kesilir ve yemek olarak ikram edilir. O sırada ben de bir cenazeye gitmiştim.
Usulen etten tattım, kendi payıma düşeni bir poşete koyup eve getirdim.
Güzelce ince ince kıydım ve yavruya yedirmeye başladım.
Kediyi bulduğumda bir ayağı aksıyordu; sanırım bir miktar ezikmiş, çok zayıftı. Bir hafta sütten sonra bir hafta da ince doğranmış at eti verdim.
15 gün içinde kendini toparladı, ayağı da iyileşti. Sinekleri yakalamak için havaya zıplar hale geldi. Canlı, neşeli bir yavru oldu.
Evde yavaş yavaş büyüdü.
Dairem zemin katta, pencerenin tel kafesinde, kedinin sığacağı kadar bir delik açtım. İstediği zaman bahçede dolaşır, zıplayıp pencereden içeri girerdi.
At etinden sonra kedi maması aldım.
Ona alıştı. 8 yıl orada ömür sürdü.
Mamadan başka bir şey yemezdi.
Fakat çevik bir kedidir. Bahçede ağaçlarda serçe avlayıp yemek en büyük zevkiydi.

TERBİYELİ VE ZEKİ

Adını Tarçın koydum. Terbiyeli ve akıllı bir kedidir.
Gelip yüzüme bakar, hafifçe miyavlar; bu acıktığının işaretidir. Ben de yiyeceğini veririm.
Kışın dışarı çıkmak istediğinde bunu belli eder. Pencereyi açarım ve gidip gelir. Böyle bir karlı güne ait videosunu Youtube'a koydum. (bkz. Tarçın tuvalet arıyor.) Temiz ve zekiydi. Büyük abdesti için leğene koyduğum kumları eşinirken dışarı taşırmış. Yerdeki kum tanelerini patileriyle tek tek bir araya toplayışı dikkat çekiciydi (bkz. Youtube, "tarçın mıntıka temizliği yapıyor") Tarçın 5-6 kelimeyi öğrendi, adını biliyor, gel-gelme, süt kelimelerini duyunca gereğini yapar.
Ayhan Pala tam bir kedi severdir.
8 yıl sonra kesin dönüş yaparken Tarçını da Türkiye'ye getirecektir. Bu ise tam bir maceradır. Bir sonraki yazıda anlatacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.