1938'de geçen bir hatıra: Yeniköy'deydik.
Hocamız Kenan Rifai "Bu sabah güzel güzel şeyler oldu" buyuruyorlar. "Kainat (kızı) odamda iken civarın balıkçısı pencereye geldi ve yukarı bakarak "Hoş geldiniz beyim, güle güle oturun" dedi.
Kainat'a dedim ki: "Bak kızım, bu adam geçen seneki hatırayı yad ediyor.
Geçen sene bir kere hastalanmış, boynunu bağlamıştı. Hatırını sordum. "Nen var, hasta mısın? Eğer tedaviye ihtiyacın varsa seni hekime göndereyim" dedim. "Hayır, beyim. İki gündür dişim ağrıyordu, bugün çektirttim de onun için bağladım" dedi. İşte şimdi de o alakayı, o hatırayı yadediyor. Demek ki yapılan hiçbir şey kaybolmuyor.
ALLAH'IN PARASI
İkinci vak'a da şu: Bu defa bir çöpçü selam verdi. Biraz evvel bu adamcağız, simitçiden simit almak istedi. Elini cebine soktu, çıkardığı parayı simitçiye gösterdi; fakat simitçi o parayla ona simit vermedi.
Anladım ki parası yetişmiyor. Seslendim:
"Ver o adamcağıza simiti" dedim.
Simitçi de verdi. Derken bunu gören bir, bir daha, bir daha. Üç çöpçü birden meydana çıktı. Onlara da verdi. İki de amele geldi, onlara da "Alın" dedim.
Sonra simitçiyi çağırarak hesabı sordum.
"18 kuruş" dedi. Verdiğim para, 20 para fazla geldi. Onu iade etmek istedi.
"Gerisi, sende kalsın" dedim.
Kainat'a dedim ki: "Bak kızım, şimdi ben bu kadar kalbi memnun ettiğimden dolayı bir gurur hissedebilir miyim? Eğer işin hakikatini bilirsem hayır. Bana bu parayı veren kimdir? Allah. O halde Allah'ın verdiği paradan cüz'i bir miktarını gene Allah'ın kullarına vermek, gururu mucip olacak bir cömertlik midir?
CÖMERTLİK NEDİR?
Cömertlik nedir size söyleyeyim mi?
Cömertlik nefsinin arzularından fedakarlık yapmaktır. Kaç kişi simit almış 18 kuruşa? 6 kişi. Biz hakikat dilencisiyiz.
Gavurdan, çıfıttan, kimden hakikate müteallik (ilgili) bir söz duyarsak keşkülümüzü uzatırız. Fakat hakikat sözünü de herkes anlamaz. Mesela diyoruz ki:
"Geçmiş de gelecek de halin içindedir" bunu bir söz diye dinliyor. Halbuki manasını anlasa bütün hayatını ıslaha kafi gelecek bir söz. Bir hakikat bu. Zira halde bulduğun şeyler, geçmişte yaptıklarının semeresidir. Gelecekte bulacağın şeyler de şimdi yaptığının eserleridir."
İYİ GÖRMEK
Bizim hepimizin kusurumuz var. Düşün ki abdest almışız, namaz kılıyoruz.
Neden? Abdest almak nedir? Üstünde herhangi bir kir olursa, bir necaset vesaire namaz kılamıyorsun. Temizlenmen lazım. Abdest de onun bir şekli işte. Lakin dahilen hamil-i necasetiz (içimizde pislik taşıyoruz). Şimdi bağırsakları yarıp da necaseti (pisliği) çıkarmanın imkanı var mı? Demek ki insan ister istemez kirli bir şey taşıyor. Mesele onu görmemekte. Dahilen herkes hamil-i necasettir. Fakat senin namaz kılmana mani değil o. Kirli sayılmıyorsun. Onun için arkadaşlarının bağırsağına kadar bakasın da göresin oradaki kiri. Görme.
Allah iyi şeyler göstersin.
(Samiha Ayverdi, Sen Onu Kaybettin kitabından.)