Dünyanın en stressiz şehirleri belirlenmiş...
Aralarına, Türkiye'den de bir şehir girmiş...
Haberi okuyunca, tası tarağı toplayıp hemen gitmeye karar verdim...
Neresi olduğu umurumda değildi...
Ne fark ederdi ki, sonuçta vatanımın bir parçasıydı ve stressizdi!
Şöyle ayakkabılarımı çıkarıp çimenlerin üzerinde dolaşarak negatif enerjimi atacağım, mavi gökyüzünü seyredeceğim bir yer beni bekliyordu...
Ve başladım haberi internette okumaya...
Türkiye'deki şehrin hangisi olduğunu okuyabilmek için haberin sayfalarını tıklamak gerekiyordu...
Tık, tık, tık, tık, tık... I-ııh bir türlü hangi şehrin olduğunu öğrenemiyorum...
Tık, tık, tık, tık...
Bitmiyor...
Sayfaları tıkladıkça, dünyadaki "stressiz" şehirlerle karşılaşıyorum ama hala Türkiye'deki hangi şehrin olduğu bilgisi verilmiyor...
Stres oluyor ama vazgeçmiyorum...
Sonuçta okuyunca muradıma erecek ve kendimi stressiz şehrin kollarına atacağım...
***
İşte beklenen sayfa...
Listeye Türkiye'den giren tek şehir İstanbulmuş!
Gözümün önüne 7 tepeli şehir geliyor...
Bir kahkaha atıyorum!
Bir anda stresim gidiyor!
Ulaşımı, trafiği bir yana, insanların günlük hayatta birbiriyle doğru dürüst "iletişim" bile kuramadığı bir şehir, "stressiz" demek!
***
Veee o an anlıyorum!
Çok basit gözüken bir haber bile hayat dersi veriyor!
Neymiş?
"Elindekinin kıymetini bil!" Yaşadığın güzelim memlekette "stres" olup gitmeye çalışırsan, yani kıymet bilmezsen, yağmurdan kaçarken doluya tutulursun!
Önüne "stressiz" diye, "İstanbul denilen kaosu" koyarlar, ilk uçakla Hindistan'a huzur yolculuğuna çıkarsın!
***
Ara ara asfalyalarım atsa da...
Streste nirvanaya çıksam da...
Ben seninle huzurluyum İzmir...
Seni listeye koymayıp İstanbul'u gösterenlere inat, iyi ki varsın!
Seni her halinle sevmek gerek!
Ne de olsa her şeyi sende gördük ve seninle yaşadık İzmir!
***
AŞIK MI OLUYORSUN NEZLE Mİ?
Türkiye'nin magazin figürlerinin ilişkilerini anlamak için İsviçreli bilim adamlarının araştırma yapması gerek...
Bunların vücut kimyası, sanırım hepimizinkinden farklı...
Nezle olur gibi, aşık olmayı nasıl beceriyorlar anlaşılır değil...
2 hapşırık, 3 tıksırık süresinde o büyük aşkları bitiyor...
Tam yeni biriyle el ele kol kola görüyorsun...
Minnoşların gözlerinden aşk akıyor...
Aaaa o da ne, üç gün sonra ayrılıyorlar...
Hadi, olabilir diyeceksin ama 2 gün önce sevgilisine sevgiyle bakan o gözler, bu kez bir başkasının gözlerinin içinde eriyor!
Her birinin kalp odacıkları salon salamanje...
Oda değil stüdyo daire mübarek!