Nasıl zor geliyor çalışmak değil mi?
Bayram öncesi, beden başka, düşünceler ayrı alemde geziyor...
Gözler iş yerlerinde bilgisayara kilitliyken, astral seyahatle, yurdumun sahil kenarlarında eğleniliyor!
Klavyeye basarken, denizde kulaç atıyor gibi bir his!
Bilgisayar ışığında bronzlaşma hayali falan!
***
Hemen herkes "ortak hayallerle" tatil planladı...
Hedefler ne?
- Dinlenmek...
- Eğlenmek...
- Rahatlamak...
- Hayatın tadını çıkarmak...
***
İşte bu hayallerle tatilcilerin bir bölümü yollara döküldü bile...
Peki onları önce kim karşıladı?
Yok be nerede öyle, kırmızı halılar, Mehter takımları, küçük uçaklardan su takları falan!
Onları anca yabancı turistlere yapıyorlar!
Yerli turiste, yağmurlu havada su veren yok!
Hayır, biz para yerine gazoz kapağı mı veriyoruz o konaklama tesislerine bilmiyorum ki...
Niye bizi görünce sevinen çıkmıyor!
Artık son dönemde İzmir'de yaşamayı tercih eden İbrahim Tatlıses'in kulaklarını çınlatarak, insanın içinden, "Ben turist değil miyeeemmm" diyesi geliyor ama, cool tavrımızı bozmayarak sesimizi çıkarmıyoruz...
Neyse...
Evet, yerli turisti yurdumun tatil beldelerinde kim karşılıyor sorusuna cevap veriyorum...
Trafik!
Vallahi bizi ancak, saç baş yoldurtan trafik karşılıyor ve kural bu bayramda da değişmeyecek gibi gözüküyor...
***
Tatlıses yerine, MFÖ'yü tercih ederek, "Bodrum Bodrummmm" şarkısını söyleyip, Ege'nin bu şahane ilçesini tercih edenler, "trafik çilesini" çekenler listesinde ilk sıraya oturdu bile...
Daha Bodrum'a girişte, yaklaşık 4 kilometrelik yolu 45 dakikada geçerek, bu tatilde pek de öyle "Biraz deniz biraz uyku" bulamayacaklarını anladılar muhtemelen ama yapacak bir şey yok!
***
Bununla da kalmayacak ki...
Gittiğin her mekan tıklım tıklım dolu olacak...
Ne yolda ne yemek yediğin restoranda huzur bulacaksın...
Deniz desen, Ege'nin sahilleri, Çin ordusunun tatbikat alanı gibi dolacak...
Yine herkes fahiş fiyatlara isyan edecek...
Tüm bunlar sadece Bodrum'da yaşanmayacak tabii...
Genel olarak "ünlü" bütün tatil beldelerinde aynı çile çekilecek...
***
Peki biz adam olacak mıyız?
Tabii ki hayır!
Bildiğimizden şaşmayacak...
Sonra yine aynı yakınmaları yapacak...
Yıllardır gittiğimiz aynı yerlerde, aynı çileleri çekeceğimizi bile bile yollara döküleceğiz...
"Biraz dinlenmem gerek" derken, kendimizi dangır dungur müziğin çalındığı 'beach'lere atacak...
"Denizin sesini dinleyerek huzura kavuşmayı" beklerken, şezlongumuzun yanından karınca sürüsü gibi geçen insanlara sinir olacağız...
Ama, sonuçta "hedefimize ulaşacak" ve "tatile çıkmış olacağız"...
"Buna tatil denir mi arkadaş" sorusunu ise hiç mi hiç sormayacağız...
***
Vallahi en güzeli zaten, sormayın!
Kalabalık, tıklım tıklım, bol trafikli tatil sizin tercihiniz...
Yurdumun, ne yerli ne yabancı turist tarafından keşfedilmemiş pek çok bölgesi yerine, "marka" tatili seçtiniz...
O halde, sinirlenmek yok!
Trafiğe, kalabalığa "Biliyordum böyle olacağını" diyerek gülümseyin!
Tatilinizin tadını çıkarın...
Hayat bir seçimse...
Kendi "kararınızdan" pişman olmamak, "en önemli" seçim!