Günümüz ekonomi piyasalarını yönlendiren en önemli öğelerin başında marka ve markaya bağlı tanıtım politikaları gelmeye başlamıştır.
Tüketicilerin tercih ettikleri ürün ile tanışması, deneyim sahibi olması ve ardından gelen sürecin başlangıcı marka algısı ile oluşmaktadır. Günümüzde işletmelerin yoğun rekabet ortamında rakiplerinden farklılaşması ve tüketicinin zihninde yer alması markalaşma ile mümkün olmaktadır.
Marka, tüketicilerin ilgisini çekmek ve satın almaya teşvik etmek için en önemli faktördür. Hedef kitlesine mesajını doğru bir şekilde iletmesi yoluyla marka imajı geliştirmek ve markaya bağlılık yaratmak ülkelerin ve o ülkelere bağlı işletmelerin temel amacı haline gelmiştir.
Marka üç bileşenin ürünüdür; mirası ve kalıcı gelenekleri, karakteristik davranış tarzı ve kültürü, gelişimin sürekliliğini sağlayan rüyasıdır. Markanız size kimliğinizi veren, örgütünüze rekabet gücü kazandıran ve avantaj sağlayan şeydir; ayrıca işinizin değerinin hatırı sayılır bir bölümü de onun bağrında saklıdır.
Marka ruhu tüm örgütün içine işlemelidir.
Marka, özlemleri, tarihi uzmanlığı, zaman içerisinde oluşturduğu bilgi ve becerileriyle, bir örgütün temsil ettiği her şeyin, ürünüdür. Marka aynı zamanda örgütün kurumsal değerlerini ve kültürünü de yansıtır. Son olarak ama en az diğerleri kadar önemlisi, marka, işletmenin gerçekleştirmek için çıktığı büyük rüyayı somutlar.
TEK HEDEF BİLİNMEKTİR
Bilgi çağında küresel rekabetin ön koşullarından biri de iletişimi yönetmek.
Şirketler ancak sahip oldukları değerlerin iletişimini yaparak pazar değerlerini arttırabiliyor ve geleceklerini güvence altına alabiliyorlar. Geçmiş geleceği belirlemez.
Marka günü kurtarmak değil yarını inşa etmektir. Markalaşma sürecinde tek hedef vardır, bilinmek. Ve bilinmek için, isim duyurmak için bütünleşmiş pazarlama iletişimine ihtiyaç vardır. Halkla ilişkiler, reklam, doğrudan satış ve bütün pazarlama iletişim disiplinlerini bir arada tutan bir kültür, görev almadır. Marka ve iletişim yatırımını gider değil bir yatırım olarak görerek, markaya yatırım yaparak bilinme, tercih edilme ve vazgeçilmeyecek marka olunma yolunda yürünmelidir.
Tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen ve şekillendiren, işletmelerin birbirleri ile rekabetine ivme kazandıran en önemli olgulardan biri markadır. Tüketiciler, son yıllarda ürünü satın almamakta, ürün yerine markayı satın almaktadırlar.
Tüketicilerin markaları tercih etmelerinin temel nedeni, işletmelerin bu markalara yükledikleri anlamlardır.
Markalar, hem ürünü temsil etmekte hem de işletme hakkında tüketiciye bilgi vermekte, tüketiciye belli bir kişilik ve imaj yansıtmaktadır. Bu nedenle marka kişiliği, markanın fiziksel ve fonksiyonel niteliklerini kapsayan bir kavramdır.
Marka ürünün ayrılmaz bir parçası olarak algılanmaktadır.
KİMLİĞİ, KARAKTERİ VARDIR
Gerek sosyal gerekse ekonomik yaşamın vazgeçilmez parçası olan markalar, kurumların hedef kitleleriyle iletişimini sağlayan önemli bir aracıdır. Marka, tüketicilerin ilgisini çekmek ve satın almaya teşvik etmek için en önemli faktördür.
Marka tüketici satın alma davranışlarını etkilemek konusunda en temel etkendir.
Her markanın bir kimliği, kişiliği, karakteri vardır. Güçlü bir kişilik başarılı markaların ortak özelliğidir. Marka, rekabet ortamında bulunduğu konum ve kişiliği ile farklılık yaratabilen bir üründür. Son söz; Kotler'e göre marka, üretici ve satıcının, tüketicilere belirli özellik ve yararları sürekli olarak sunacağı bir kalite garantisidir.