Miguel Angel Violan'ın Pep Guardiola'nın başarı hikayesini anlattığı "Oyunu Değiştiren Felsefe" isimli kitabında şöyle bir ifade var. "Futbol bir yarışmadır ve hep öyle kalacaktır. Önemli olan sonuçlardır ve bu hiç unutulmamalıdır." Maç öncesi Altay'ın son 11 maçlık periyoduna bakarken de ara ara oynanan iyi futbolun değil sonuçların hafızada kaldığını belirtmekte fayda var. Yani kazanamıyorsan dönemsel iyi oyun kimseyi memnun etmez ki hele de düşme potasına yaklaştıysan eleştirileri göğüsleyeceksin. Son sıradaki rakibi karşısında (Ki yenerek son sıradan kurtuldular) baskılı bir futbol beklediğimiz siyah-beyazlı oyuncuların tersine bir görüntüyle şaşkınlık hanemize bir ünlem daha ekledik.
YENI DEGIL ESKI
Öyle ki siyah-beyazlılar Kasımpaşa'nın bulduğu gole kadar hatta ilk 20 dakika içerisinde biri ceza sahası dışından diğer beşi ceza sahası içinden 6 önemli tehlike atlattı. Fakat en sonunda Donk sahne alıp tabelayı değiştirdi. Mustafa Hoca'nın başlangıç kadrosu yeni bir şey denediği şeklinde yorumlanabilir fakat 1'i altyapıdan, 6'sı geçen sezondan 7 eski oyuncu ile diriliş çabası aslında yeni değil eski bir hamleydi. Yine olmadı. Eskiden "Hücum iyi, savunma kötü" diyorduk. Dün sadece Lis iyiydi, gerisi kötüydü. Onun sayesinde takım farktan kurtuldu ve bırakın galibiyeti beraberlik futbolu bile oynayamadılar.
HEYECAN KALMAMIS
Puan puandır diye umutlandık fakat penaltıyı kaçıran Umut son anda fişi çekti.
Yazık. Çok fazla vakit geçirmeden, maceraya girmeden bu takımı diriltmek için gerekli müdahalelerin yapılması lazım. Aksi taktirde, net söylüyorum bu görüntüyle düşersiniz. Hatta heceleyerek de yazayım.
Dü-şer-si-niz... Çünkü sadece futbol değil bu takımın heyecanı da kalmamış.
