Antik dönemde güneybatı Anadolu'nun Doğu Akdeniz'e açılan en önemli limanı Marmaris olmuştur. Hatta Bergama, Efes ve Miletus'un yanı sıra kuzey Ege'deki Truva'yı, Marmaris'in bilinen en eski tarihte kurulmuş olan Physkos kentine bağlayan karayolu ağı eskiden beri bilinir ve o zamanlar denizler ötesi olarak "ülkelerin anası" şeklinde isimlendirilen Mısır'la, köle ve şarap başta birçok ticaret ilişkileri için ana ulaşım aksını Marmaris oluştururmuş. Kadeş Savaşı'nda Hititler ile birlikte Mısır'a bu limandan giden Marmarisliler, Nil Deltası'nda kendilerine ait şehirler kurdukları da bilinir. Mısır'da görülen insan boyunda heykel yapabilme sanatının Physkos'tan (Marmaris) gittiği kanıtlanmıştır.
MERMER KENTİ MERMERİS
Marmaris isminin kökenini merak eden okuyucularımız için belirteyim:
Kent, Türk Anadolu Beyliklerinden Menteşeoğulları egemenliğinde iken, mermer ticareti sayesinde oldukça zenginleşmiş ve mermer kenti anlamında 'Mermeris' şeklinde tanınmış, zamanla bugünkü ismine evrilmiştir. Marmaris ismi, 1920'lerdeki İtalyan işgali süresince yoğun olarak kullanılmış, Cumhuriyet döneminde de resmîyet kazanmıştır.
Bugün antik Physkos kentini de kapsayan Marmaris Milli Parkı 60 kilometre uzunluğundadır. 29.206 hektarlık alanı kapsar ve jeomorfolojik ilginç yapılar ile son derece nadir ekosistemler, bitki ve hayvan türleri özellikle de nadide kuş bitki, doğa ve memeli alan olma özelliği ile dikkat çekici ulusal bir servettir. Bu durum, Adaağzı alanı, Günnücek ormanı, Bedir, Keçi ve Nimara adalarının doğal sit olarak ilan edilmesini gerektirmiştir.
Buradaki endemik bitki türlerinden bir çırpıda sayabileceklerimiz Günlük ağacı (Liquidambar orientalis), Çan çiçeği (Campanula Fruticulosa), Onopordum caricum, Globularia dumulosa, Domuztopalağı (Cyclamen trochopteranthum)'dır. Toplamda 54 endemik tür söz konusudur.
PEK ÇOK ENDEMİK TÜR
Bu endemik bitkiler dışında, park alanında 541 bitki türü vardır ki içlerindeki 5 tür tehlike altında, 74 tür de nadir bitki sınıfındadır. Ağaç olarak endemik Sığla ağacı dışında Akdeniz selvisi, kızılçam, karaçam, yabani zeytin, defne, kermes meşesi, boz pırnal meşesi, pırnal meşesi, bodur ardıç, menengiç, kocayemiş, keçi boynuzu, sumak ve sandal ayrıca da zakkum, kekik, adaçayı, laden ve eğrelti şeklinde çalı ve ot türleri vardır. Bu bölgenin hemen yanındaki Kleopatra Plajı ile ünlü Gökova Körfezi'nin Kedrai kentinin ismininin de Sedir Ağaçlarından geldiğini ekleyelim. Kedrai yani Sedir Ağaçı kenti.
KUŞLAR VE BÖCEKLER
Yapılan saha çalışmalarında, Milli Park alanında 112 kuş türünün yanında 213 böcek, 35 balık, 21 memeli, 29 sürüngen, 7 amfibi türünün yaşadığı tespit edilmiştir. Tanıdık türler olan tilki, kurt, ayı, çakal ve yılanlar dışında kartal, atmaca, saka, kınalı keklik, ardıç kuşu, çıvgın, kerkenez, ispinos ve baştan kara hemen akla gelen türler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca kızıl gergedan, yaban domuzu ve yaban keçisi için de doğal alanlardır.
Yapılan istatistiki çalışmalarda ülkemizde yıllık bazda 2.143 adet yangını olmakta ve ortalama 10.526 hektar alan kaybedilmektedir. Bu yangınların büyük bir kısmı ihmâl/kaza (yüzde 48), çok azı da kasıt başta olmak üzere insan odaklı faktörler ve yüzde 11'i de doğal nedenlere (yıldırım, güneş ışığı vs) çıkmaktadır. Nedenin tespit edilmediği vakalar yüzde 30 mertebesindedir.
Ormanlarımızın fauna, flora, vejetasyonu yani ekosistemi milyonlarca yılda olgunlaşmakta, erozyondan iklime, kültür ve hidrolojiden toplum sağlığına sayısız ekolojik, ekonomik, sosyal yararlı işlevi barındırmaktadır.
Demem o ki, gerekli orman yangını tespit ve söndürme alt yapısı ve sistemini etkin bir algoritm oluşturmayarak, kendimizin yani insanlığın sonunu hazırlıyoruz!