Kural koymak neden yetmiyor?
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bir kez daha gördük ki sırf maddi hırslarla insan hayatını hiçe sayarak dikilen birçok bina yerle bir oldu. Kuralına göre inşa edilmeyen, maddi hırslarla kolonları kesilen birçok yapı depremin şiddetine dayanıksız hale getirildiği için çöktü.
KURALLAR YETERLİ Mİ?
Bir işin doğru ve düzgün olabilmesi için sadece yapım aşamasına ilişkin kurallar koymak yetmiyor demek ki... O kurallara her aşamada uyulup uyulmadığının da sıkı bir denetime tabii olması gerekiyor.
Ama bu kuralların da denetimlerin de tek başına yeterli olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Deprem gündemi nedeniyle son günlerde işinin ehli olmayan insanların yaptıkları binaların nasıl ve neden yıkıldığına dair çok sayıda haberle karşılaşıyoruz.
Aynı haberlerin tam tersleri de var çok sayıda elbette. İşte ben o haberlerden birinden bahsetmek istiyorum...
Şiddetli iki depremin ardından harabeye dönen Kahramanmaraş'ta geçen 20 günde sayısız artçı yaşandı. Dev bir enkaz yığını halindeki koca kentte, hala mahalle aralarında ayakta kalan binalar da var. İşte onlardan birinin sahibi emekli imam Mehmet Bayana. 12 yıllık evi depremde hiç hasar almamış, 3 katlı binada çatlak bile yok...
YAPARKEN KIZMIŞTI AMA...
Bayana, evin inşası sırasında 20 ton demir kullanan ustaya, "Beni iflas mı ettireceksiniz" diye kızmış. O gün kızdığında evi yapan usta ise, "Burası deprem bölgesi, ben mühendis ne dediyse onu yapıyorum" diyerek doğru bildiğinden şaşmamış. Onun sayesinde Mehmet Amca da ailesi de bugün hayatta.
Mehmet Amca, çok demir kullandığı için kızdığı o ustayı arıyor şimdi. Hakkını teslim etmek ve teşekkür etmek için.
Hayatını ona borçlu olduğunu yüzüne söylemek istiyor. Ne iş yaparsan yap işinin ehli olmak böyle bir şey işte.
ÜLKEDEN KAÇMAK İSTEDİLER
Şu an canı yanan herkesin ardından ah ettiği, yitirdiğimiz canların vebalini üzerlerinde taşıyan binlerce inşaat mühendisi, müteahhit, usta var bu ülkede. Hiçbirinin ardından iyi, olumlu bir cümle kurulmuyor. Onlar da yaptıkları usulsüzlüklerin farkında olmalılar ki, birçoğu depremden hemen sonra ülkeden kaçmaya çalıştılar. Belki gözlerini bürüyen para hırsından belki de mesleki yetersizliklerinden binlerce cana kıydılar.
Sonra da ülke yangın yeriyken kendilerini yurt dışına atarak yargı önünde hesap vermekten kaçmak istediler. Gözaltına alındığını okuduğumuz çoğu müteahhit zaten bu sonu hesap ederek yaptılar bu binaları. İlk depremde yıkılacaklarını bile bile yapacaklarından geri durmadılar. O yüzden de hep bir kaçma planları vardı ellerinin altında. O yüzden kural koymak, denetlemek yetmiyor, ne iş yapılırsa yapılsın önce vicdan sahibi olmak gerekiyor. Şimdi yeni şehirler kurarken çocuklarımıza bile ders gibi anlatmamız gereken tonla örnek var sayelerinde.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.