Yeni eğitim-öğretim yılının ilk haftası tamamlandı. Bu sene Milli Eğitim Bakanlığı'nın uzun süredir üzerinde çalıştığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, ilköğretimden ortaöğretime kadar bütün ilk kademelerde uygulanmaya başladı. Açıklandığı günden bu yana maksatlı bir saldırı altında olan yeni eğitim modeli kapsamında okulun ilk gününde çocuklarımıza vatan bilincinin aşılanmasına katkı sağlayacağı düşünülen bir ilk ders planı hazırlandı. Ancak eğitimcilerimiz ve tarihçilerimizin görüşleri ışığında ilk derste öğrencilere izletilen "Çanakkale'den Gazze'ye Vatan Savunması" adlı film üzerinden ciddi bir fırtına kopartıldı.
İLK İZLEYENE SORDUM
Bu yıl benim oğlum da ortaokula başladı.
Dolayısıyla oğlum da ilk kademede olduğu için arkadaşlarıyla birlikte o filmi izledi. Özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen algı operasyonları nedeniyle merak edip filmde Atatürk'ün adının geçmediği iddialarını ilk önce oğluma sordum. Filmi izlerken çok duygulandığını, Atatürk'ün de filmin birçok yerinde geçtiğini söyledi. Sonra oturup baştan sona ben de izledim. Biz Türkler, tarih boyunca vatan uğruna savaşmaktan yorulmayan bir milletiz. Bir karış vatan toprağı için canını vermekten çekinmeyen böyle özel bir milletin evlatları olarak vatan deyince bizim için akan sular durur. Filmde bu duygu öyle güzel yansıtılmıştı ki öncelikle hazırlayanları tebrik etmek gerektiğini düşünüyorum.
Filmde Çanakkale'de Türklerin verdiği var olma mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamaları işlendikten sonra şu an dünyanın gördüğü en acımasız soykırımlarından birine maruz kalan Filistin'de verilen varoluş mücadelesine çok anlamlı bir geçiş yapılmış. Günümüzde çocuklarımız ve bütün insanlık için örnek olabilecek bir mücadele veriliyor orada ve bu mücadelenin Türklerin vatan mücadelesiyle de tarihte varoluş savaşı veren birçok milletle de bağı var. Dolayısıyla Çanakkale ile Gazze'deki vatan uğruna canını feda etme bilincinin birbirinden farklı olduğunu söylemek tarihe ihanet olur bana göre.
'ARAPLAR BİZİ SATTI'
Tabii bu sözde farklılığa vurgu yapanlar ana argüman olarak Osmanlı'nın son dönemlerinde Arapların Türklere ihanet etmesini dayanak gösteriyor. Evet Arapların Osmanlı'nın son dönemlerinde ayrılıkçı isyanlarla merkezi yönetimi zayıflattığı hatta birçok Arap aşiretinin başta İngilizler olmak üzere farklı milletlerle işbirliği yaptığı bir gerçek. Bunu inkar etmek doğru olmaz ancak yıllardır Türk Milleti'nin birer parçası olarak yaşamını sürdüren ve her dönemde bu ülkenin varlığına katkı sağlayan Araplar olduğunu da yok sayamayız. Ayrıca filmin konusu da oluşturulmak istenen bilinç de bu değil. Sırf Filistinliler Arap diye şu an Gazze'de verilen varoluş mücadelesini de orada uygulanan sistematik soykırımı da inkar edemeyiz sonuçta.
ATATÜRK, VATAN, BAYRAK
Gelelim filmde Atatürk adının geçmemesine...
Bu konuda oturup yazı yazacak olan, filmi eleştirmeye niyet eden birinin hepi topu 12 dakika olan bir filmi hiç izlememiş olmaları bence asıl üzerinde düşünülmesi gereken nokta. Bu eleştiren kesimin sözcülüğünü yapan ve kamuoyunda tarihçi olarak tanınan Sinan Meydan gibi isimleri anlamak gerçekten imkansız. Hadi filmde Araplara takıldınız diyelim ama öyle olsa bile filmde defalarca adı geçen, görüntüsü ekrana yansıyan Atatürk'ü görmemeniz için kör olmanız gerekir diye düşünüyorum.
Allah aşkına Atatürk'süz bir Çanakkale, bir Türkiye tarihi olabilir mi! Atatürk bu milletin varoluş savaşının baş kahramanıdır, aksini düşünmek, aksini iddia etmek mümkün mü! Bu milleti millet yapan değerlerin başında Atatürk, Çanakkale, ayyıldızlı Türk bayrağı, İstiklal Marşı gelir. Ve bütün bunların hepsine yeterince vurgu yapılıyordu o filmde. Allah aşkına biraz insaf! Eleştiri getirirken Atatürk, vatan ve bayrak bilincimize bari ihanet etmeyin...
