• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Yunanistan nasıl bir komşu böyle?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12 Aralık 2012, 19:46
Türkler bilinen sebeplerden ötürü Yunanistan'ı uzun süre düşman olarak görmüşlerdir. Ancak bu düşmanlık kuvvetli, organik temelleri olan bir düşmanlık değildi. O yüzden de Marmara depreminde yapılan birkaç jest ve İsmail Cem-Papandreu ikilisinin yaratıcı ve akılcı politikaları, iki ülke halkları arasındaki yapay düşmanlıkları tarihe gömdü.
Türkiye'de yapılan kamuoyu araştırmalarında Yunanistan, geçmişten farklı olarak düşman ülke kategorisinde çıkmıyor artık. Devletlerde de zaten bu yapay düşmanlığı besleyen gerginlik politikalarına bel bağlayan bir anlayış hükümran değil. İki ülkenin politikacıları da ulusal çıkarların iyi ilişkilerden geçtiğinin farkındalar.
Özellikle Türk Başbakanı Erdoğan ve Yunan Başbakanları Karamanlis-Papandreu karşılıklı güven ortamının oluşması için ellerinden geleni yaptılar. Nitekim bugün hiç kimse iki ülke arasında işlerin kötü gittiğini söyleyemez.
***
Ancak yaşanan bazı olaylar, Yunanistan'ın devlet aygıtında Türkiye'ye şaşı bakan, eski alışkanlıklarını sürdüren, Türkiye'ye düşmanca duygular besleyen ve bu duygularını devlet aygıtı üzerinden eyleme dönüştüren odakların olduğu şüphesi uyandırıyor.
Sanki Türkiye'nin kontrol altına almayı başardığı derin devlet, Yunanistan devletinin içinde yaşıyor ve çok yanlış işler yapmaya devam ediyor.
Bu şüpheyi uyandıran emareler üzerinde durmak gerekiyor:
İki gün önce İstanbul'da Gazi Osman Paşa semtinde, adliye binasının hemen yanında görev yapan bir polise, Nurgül Acar adlı bir kadın terörist arkadan sekiz mermi sıkıyor. Kadın terörist üzerinde bomba ile yakalanıyor. Bir sol örgüt militanı olduğu anlaşılıyor. Ancak bir başka şey daha anlaşılıyor; bu kadın teröristin Yunanistan'da yakın zamanda bomba eğitimi aldığı...
Diğer taraftan, ne hikmetse, daha bir hafta önce Yunanistan Savunma Bakanlığına bağlı bir askeri müzede, Yunan generalleri PKK'nın askeri sorumlusu Murat Karayılan'ın kitabını tanıtmakla meşguldüler. Türkiye'nin etkili tepkisi olmasaydı Yunan ordusunun bu faaliyetleri bugün generaller düzeyinde devam ediyor olacaktı.
Türkiye'de
Yunanistan,
düşman ülke
kategorisinde
çıkmıyor artık.
Bu bize neyi gösteriyor: Demek ki Yunan devletinde Türkiye'ye zarar verecek eylemleri üretmenin önünün açık olduğuna dair bir zihniyet hala yaşamakta. Ve ister istemez zihnimiz şöyle düşünmeye zorluyor bizi:
PKK'ya, Suriye'deki Bekaa kampında ve daha sonra Kandil'de ve tabii ki Yunanistan'daki Lavrion kampında Yunan generalleri ve Yunan istihbaratçıları tarafından savaş eğitimleri verildiğini biliyoruz.
Şu aşağıdaki ifadeler PKK lideri Abdullah Öcalan'a ait:
"Yunanistan'dan en başından beri hep çok iyi destek aldık. Kamplar, askeri ve maddi destek, teknik sabotaj, orman yangını eğitimlerini bizzat Yunan istihbaratı verdi."
Son yıllarda PKK'nın eylemlerinde uzaktan kumandalı, el yapımı veya dijital bombaları ne kadar ustalıkla kullandığını görüyoruz.
Türk devleti, muhtemeldir ki, örgüt eylemlerindeki niteliksel sıçramanın Yunan kaynaklı olduğunu bildiği halde, Yunanlılarla dostluğun sürmesi adına, bunu sorun yapmıyor.
Üstelik bilmekteyiz ki Yunanistan bu konularda sicili oldukça bozuk bir ülke.
Abdullah Öcalan'ın Suriye dışına çıkarıldıktan sonra Yunan istihbaratının kucağında nasıl dolaştırıldığını bilmeyen var mı?
Bizim de sicilimizin bozuk olduğu orman yangınları...
Silah ve para destekleri...
Belli ki bugün de Yunan devleti içinde bir damar bu faaliyetlerine devam ediyor.
Yunanistan'ı yöneten siyasetçilerin bu faaliyetlerden haberi var mıdır?
Ben şahsen emin değilim, çünkü bildiğim kadarıyla Yunanistan'ı aptallar yönetmiyor.
***
Benim önerim şu:
Türk Milli İstihbarat Teşkilatı şu eline yüzüne bulaştırdığı KCK fantezilerini bir kenara bırakıp son günlerde yeniden başlayan sol örgüt eylemleriyle Yunanistan derin devleti arasındaki ilişkiye kafa yormalıdır.
Öbür taraftan, Hükümet üyeleri Yunanlı meslektaşlarının kulağına bu gelişmeleri fısıldamalı ve tedirginliğimizi hissettirmelidir.
Bu konuda Yunanlı gazeteci meslektaşlarımıza da görev düşüyor tabii. Kendi ülkelerinin başını belaya sokacak bu karanlık odakların varlığının ortaya çıkarılması onların da görevi.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.