Ergenekon Davası hükümlüsü gazeteci Mustafa Balbay, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı müracaatla hukuk ve demokrasi tarihimiz açısından çok önemli bir içtihadın ortaya çıkmasına kapı araladı.
Mahkeme, 34 yıl ceza almış Mustafa Balbay'ın yargılama esnasında uzun tutukluluk süresinden dolayı "hak ihlaline uğradığına" hükmetti.
Bu kararın tercümesi şudur:
Mustafa Balbay, milletvekili seçildikten sonra tahliye edilmeliydi ve yasama görevini yapmasına imkan verilmeliydi. Yargıtay cezasını onadıktan sonra hükümlü olarak tekrar cezaevine girebilirdi.
Yüksek Mahkeme doğrudan bunu söylüyor hukuk sistemimize.
***
Yeni Asır'ın Balbay konusundaki tutumu en başından beri bellidir ve hiç değişmemiştir.
Biz Balbay'ı arkadaşımız ve şehrimizin milletvekili olarak görüyoruz.
Bu nedenle de Türkiye'de büyük puntolarla "Balbay'a Özgürlük" diye manşet atan tek gazeteyiz belki de.
Mustafa Balbay'a sahip çıkmamızın sebebi onun bütünüyle masum, su gibi temiz olması değildir; tam aksine, girdiği ilişkiler son derece düşündürücü ve gazetecilik mesleğinin taşımakta zorlanacağı cinsten.
Ama başka bir şey var. Balbay ciddi hukuk ihlallerinin yapıldığı bir yargı sürecinin sonunda mahkum oldu.
Üstelik biz hiç hak etmediği bir ceza aldığını düşünüyoruz.
34 yıl ceza alacak ne yapmış ki Mustafa Balbay?
Biz bu soruyu hep sorduk ve bizi ikna edecek tek bir hukuki cevap bulamadık.
Mustafa Balbay bilerek ya da bilmeyerek yaptığı hataların bedelini fazlasıyla ödemiştir.
Artık özgürlüğüne ve ailesine kavuşmalıdır.
***
Yüksek Mahkeme'nin verdiği Balbay kararı tüm hukuk sistemimize esaslı bir ayar çekmiştir.
Bu karar yeni Türkiye'yi tanımlayan bir karardır.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna, birey için hak arama kanallarının bulunduğuna ve buralarda adaletin behemehal tecelli edeceğine bizi inandıran, dahası gururlandıran bir karardır.
Anayasa Mahkemesi'ni tebrik ediyorum.
Her zaman hayranlık duyduğum Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı demokrasi ve hukuk devleti ideallerimiz için verdiği mücadeleden dolayı özellikle tebrik ediyorum.
Ve tüm bu gelişmeleri, "Türkiye'de otoriter yönetim var, mahkemeler ele geçirildi" diyen çevrelerin dikkatine sunuyorum.