ABD'nin müteveffa başkanı Ronald Regan 1987 yılında, yani bundan tam 26 yıl önce Berlin duvarının, namı diğer "Utanç duvarı"nın önünde, Avrupa gençliğine bir nutuk irat etmişti.
O günün ayrıca bir önemi vardı: Regan'ın bu tarihi konuşması ilk kez uydu üzerinden yayınlanıyordu.
Regan bu konuşmasında özgür dünyanın otoriter Doğu bloku karşısında kazandığı zaferi ilan ediyor ve şu müthiş kıyaslamayı yapıyordu:
"Bugün bilgisayarı ve çipleri artık çok ucuza imal ediyoruz. Biz eğer bilgisayar teknolojisinde yakaladığımız gelişme hızını otomobil teknolojisinde de yakalayabilirsek önümüzdeki dönemde Rolls Royce marka otomobile üç dolara binebileceğiz."
***
Türkiye Kupası maçları yapılıyor ve çok ilginç sonuçlar çıkıyor ortaya.
Ege takımları İstanbul'un iri kıyım takımlarını ipe dizer gibi dizdi ve Türk futbolunda gerçek manada bir Ege rüzgarı estirdi.
Balıkesir Trabzon'a, Fethiye Fenerbahçe'ye, Buca Beşiktaş'a asırlar geçse de unutamayacakları bir ders verdiler.
İşin sportif yanı bir tarafa, Ege'nin estirdiği bu futbol fırtınası aslında bir başka sosyolojik gerçeği ifade ediyordu:
Bu bölgenin böğründe taşıdığı yüksek enerjiyi ve büyük olma ve büyük oynama arzusunu...
Bunu anlamak için takımların aldığı sonuçların yanı sıra, Ege İhracatçılar Birliği'nin açıkladığı son ihracat rakamlarına bakmanız yeter.
Ege'de enerji var, Ege'de hırs var, Ege'de gelecek duygusu capcanlı kendini gösteriyor. Sorun burada değil, sorun Ege'nin bu yüksek enerjisinden, bu devasa potansiyelinden harika sonuçlar üretecek bir kafanın, bir yerel yönetim anlayışının olmayışında.
***
Tekrar başa dönersek.
ABD Başkanı Regan, "Bilgisayar yaptığımız gibi otomobil yapabilseydik Rolls Royce'a üç dolara binerdik" diyordu.
"Ne alaka" diyenlerin yüzlerindeki o alık ifadeyi hayal ederek soruyorum:
Ege takımlarının gösterdiği şu başarıları yerel yönetimdekiler gösterseydi şu Ege bugün nerelerde olurdu?
Egeli ihracatçılarının gösterdiği başarının onda birini Aziz Kocaoğlu gösterebilseydi, İzmir gelişmiş şehirler sıkalasında böyle gariban, böyle geri bir yerde olur muydu?
Anlamayanlara bir daha anlatayım:
Ege takımlarının futbolda gösterdiği başarının bir benzerini belediyecilikte Aziz Kocaoğlu gösterseydi bugün İzmir böyle sürünmeyecekti.
Yaşam tarzının sembolü Kordon hava kararınca uzay karadeliği haline gelmeyecekti.
Şehrin göbeğinde tinerciler yolumuzu kesmeyecekti.
Yağmur yağınca Nuh tufanı görüntüleri şehrin bütün özgüvenini alıp götürmeyecekti.
Ve EXPO'lar mekspolar elimizden kayıp gitmeyecekti.
Bilmem anlatabildim mi?
