Baharın gelmesiyle birlikte evlilik hazırlığı yapanlar da harekete geçti. Yaz aylarında evlenmek için şimdiden gün almak gerekiyor. Nikah şahitleri başbakan veya bakan olsun isteyenlerin işi daha zor! Temmuz ayında evlenecek birçok çiftin şahidi olacak olan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, toplu nikah törenlerinin de vazgeçilmez şahidi. En son Samandıra Belediyesi'nin düzenlediği ve 750 çiftin evlendiği törene katılmış. Rekor, 4000 kişiyle Adana'da. Çubukçu, toplu nikah törenlerine, mesaj vermek için katıldığını söylüyor. Kadınlara, resmi nikah olmazsa çocuklarına iyi bir gelecek veremeyeceklerini, kendi haklarını arayamayacaklarını anlatmaya çalışıyor.
Evlenirken çok masraf yapılmasına ise karşı. Evlilikle ilgili sosyal geleneklerimizin, evliliğin yükünü artırdığını düşünüyor.
"Aslında evlenmek maddi bir sorumluluk gerektirmiyor. Evlenme dairesine gidip evlenebiliyorsunuz. Ama gelinlik-damatlık, takılar, ev eşyaları, salon takımları, balayı derken, maliyet giderek artıyor. Üstelik maddi durumu iyi olmayan insanların bu tür şeylere daha çok hevesli olduğunu görüyorum" diyor.
HAYAT SİGORTASI
Kadınların evliliği hayat sigortası olarak görmelerini doğru bulmuyor.
Genç kızlar için tek geleceğin evlilik olmadığının öneminden söz ediyorum ben de, bu köşede her zaman değindiğim gibi. Bunun devlet politikası olarak benimsenmesinin ve kadınların eğitimine, meslek sahibi olmalarına öncelik verilmesinin yararlarını dile getiriyorum.
"Haklısınız. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, okumamış, meslek eğitimi almamış, çalışma hayatına adapte olmamış kadınlar için evlilik çok önemli. Ama kadınlar için evlilik çok da zor" diyor beni onaylayarak. Ve geçtiğimiz günlerde kız çocuk doğurduğu için kocası tarafından burnu ve kulağı kesilen kadını örnek gösteriyor.
"Hepimizin dikkatini çekti başına gelenler. Ama o bütün olanlara rağmen, 'kocamdır' diyerek şikayetçi olmadı ve yanına dönmek istedi. Herkes kadına kızdı tabii. Ama kızmamamız, onu anlamamız lazım. O kadının hangi koşullarda yaşadığına bakmamız lazım. Bir insanın en temel yaşam hakkını tehlikeye atmasına rağmen bu şekilde davranmasına kafa yormamız gerek."
GÖZE ALAMIYOR
"Peki, devlet niye sahip çıkmıyor bu kadınlara?" diye soruyoruz.
"Devlet sahip çıktı. Koruma altına aldık ama kadın istemiyor" yanıtını veriyor.
"Çünkü çocuklarından ayrılmak istemiyor!" diyoruz.
"İsterse çocuklarını da yanına alabiliyor. Ama küçük yerlerde yaşayanlar için sadece kendi ailesi değil, çevre de çok önemli. Sığınma evine gitmesi, onun bütün sosyal dokudan uzaklaşması, yalnızlaşması anlamına geliyor. Bunu göze alamıyor" diyor.
Eşlerine bu tür şiddet uygulayan kocalar için ağır yaptırımlar getirildiğinden, uyguladıkları şiddetin şikayete bağlı suç olmaktan çıkarıldığından söz ediyor. "Bu çok önemli bir adım ama toplumsal, ciddi bir dönüşüme ihtiyaç var. Ve maalesef zihinsel dönüşüm, yasal dönüşümler kadar kolay olmuyor" diyerek önemli bir gerçeğin de altını çiziyor.
Gelecek için
Zihinsel dönüşümü sağlamak için uğraşanların başında sivil toplum kuruluşları geliyor. Anne ve çocuk eğitimi için hareket eden AÇEV bunlardan biri. "7 Çok Geç!" diyerek hem okul öncesi eğitimin önemini anlatmayı hem anneleri hem çocukları hem çocukları eğitecek öğretmenleri eğitmeyi sürdürüyor. Türkiye Vodafone Vakfı ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile hayata geçirilen 'İlk Adım Programı' da bu projelerinden biri.
Vodafone Vakfı da, 2007 yılından bu yana hayata geçirdiği projelere 8 milyon TL'lik yatırım yapan ve 2 milyon kişinin hayatına dokunan çalışmalara imza atan bir vakıf. Güneydoğu Anadolu Yaz Okulları, Düşler Akademisi, Öğretmene Destek, bu projelerden bir kaçı.
'İlk Adım' programı ile birlikte bugüne kadar okul öncesi eğitim alanında 20 ilde, 302 sınıfta toplam 36 bini aşkın anne ve çocuğa ulaşılmış.
Amaç daha çok kadın, daha çok çocuk, daha çok erkek ve daha güçlü bir Türkiye. Zihinsel dönüşümü bir an önce gerçekleştirip, gelişmiş ülkeler arasında yer almak.