Geçen haftaki yazımda, Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri'ni düzenlemekten vazgeçtiğini öğrendiğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na, 'Bu doğru mu Başkan!' diye sormuştum. Aldığım istihbarattan emin olmadığımı değil, yaşadığım şoku ve tepkimi dile getirmekti o sorudaki amacım!
Nitekim, adına yakışır biçimde 'uluslararası' kimlik kazanmasını beklediğimiz festivalin sadece bir gün kutlanacağıyla ilgili talimat gerekli yerlere ulaşmış, oyun seçimlerinin yapılması ve programın belirlenmesi için şimdiye dek çoktan toplanması gereken Festival Kurulu'na da acı haber iletilmişti! Yani bilen tek kişi ben değildim, belki yazan ilk kişi bendim...
***
Ardından açıklama gecikmedi ve Büyükşehir'in Tiyatro Günleri'ni düzenleyeceği, organizasyonu üstlenecek firmanın belirlenmesi amacıyla yılbaşında ihale yapılacağı bildirildi. İzmirlilerin yılardır oyun biletlerini bir ay öncesinden tükettiği bir festivali büyütmek dururken bıçak gibi kesip atma hezeyanları dehşet vericiydi, yanlıştan dönüldüğünün söylenmesi tabii ki sevindirici... Ama ne kadar ciddi?
Mart'a kısa bir süre kaldığı halde hazırlıklar başlamadı. Seçim telaşının da ucundan kıyısından kemireceği birkaç ay içinde, 'uluslararası' boyutuyla göze çarpan, festivalin 32'nci yılına yakışır bir kalite çizgisini tutturabilecek mi belediye? Ya da gerçekten buna niyeti var mı? Kuşkuluyum!
***
Tiyatro Günleri'nin takvimi ve hangi oyunlara yer verileceği hala konuşulmuş, karara bağlanmış ve kamuya duyurulmuş değil! Hatta ilk anda 'yapılmayacağı' planlanarak kafada lağvedilen Festival Komitesi'nin yeniden toplanıp toplanmayacağı, bu kurulun aynı isimlerden mi oluşacağı, yoksa oldu bittiye getirilerek bir avuç belediye bürokratıyla mı yola devam edileceği merak konusu.
Kurulda yer alan hoca ve sanatçılar, kendilerine bir bildirim bulunulmaksızın bekliyorlar. Festivale hangi tiyatrolar davet edilecek, yabancı toplulukları izleyebilecek miyiz, nasıl bir açılış öngörülüyor, etkinlikler kaç gün sürecek? Bilen var mı?
***
Eğer Tiyatro Günleri'nin kaderi, sırf kamuoyunun gönlünü almak ve tepkilere karşı göz boyamak adına bürokrasinin eline bırakılacaksa; 31 yıldır bu işe baş koyan kurumların ve insanların emeği, birikimi, deneyimleri bir kenara itilecekse, yine başımızdan aşağıya düş kırıklıkları dökülmesine hazır olalım!
Sanat kurumlarının kapatılacağı dedikodularının ayyuka çıktığı bir ortamda, toplumun daha geniş kesimlerini ürettiği değerlerin içine çekmek ve kentte yüksek bir kültür bilinci yaratacak sanat politikaları üretmek, Büyükşehir Belediyesi'nin boynunun borcu sayılmalı!
***
Morale ve sanatın 'direnme' gücüne her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde, İzmir Tiyatro Günleri'nin anlamı ve amacını daha iyi kavramış bir Büyükşehir Belediyesi iradesini hissetmek istiyoruz.
Savunduğu sosyal belediyeciliğe yakışır, halkın taleplerine saygılı, hizmet ve kültür çıtasını tüm Türkiye'nin feyz alacağı seviyelere çekme yarışındaki bir Büyükşehir Belediyesi görmeyi düşlüyoruz.
Çağdaşlığı, kültür seviyesi, Cumhuriyetçiliği ve demokratlığıyla övündüğümüz İzmirliler daha azını hak etmiyor çünkü!