Daha dün etrafımızda köpük tabancasıyla oynayan çocuklar, ne ara büyüdü de üniversite yollarına düşmek üzere anlayamadık. Daha dün saçlarınızı karıştırıp severdik, bugün yüzünüzü görmek için başımızı yukarı kaldırmamız gerekiyor. Genç hanımlar, genç beyler... Öyle pırıl pırıl, öyle güzelsiniz ki... Dilerim bu hafta sonu gireceğiniz sınavlar, sizleri hayallerinize bir adım daha yaklaştırır. Size "Bizim zamanımızda..." diye başlayan sıkıcı cümleler kurmayacağım, korkmayın. Hele "Anne/baba olunca anlarsınız" edebiyatına hiç girmeyeceğim. Yine de ● Yılların çok ama çok çabuk geçip gittiğini ● Severek yapılan işin, 'en iyi iş' olduğunu ● Güvenin zor kazanılıp kolay kaybedildiğini ● En rahat yastığın sağlam bir vicdan olduğunu
UNUTMAYIN YETER
Dersimiz hayat bilgisi...
Eylül gibi göçe hazırlanıyor ya bizim kuşlar, buradan devam edelim öyleyse... Mesela markette gıda alışverişinde son kullanma tarihine mutlaka bakın olur mu? Rafta en önde duran değil, arkasındakiler daha tazedir genellikle. Kontrol etmeyi unutmayın. Süt, peynir, yoğurt, yumurtayı dışarıdan gelir gelmez buzdolabına yerleştirin. Misal sucuklu yumurta pişireceksiniz; yumurtayı bir tava sucuğun üzerine doğrudan kırmaya kalkmayın. Bozuk çıkarsa, bütün sucuk çöp olur. Ayrı bir kaseye önceden teker teker kırın. Çöpünüzü günlük çıkarın, evi kokutmayın. Renklilerle beyazları asla karıştırmayın. Yıkanan çamaşırları hemen asın. Rende kullanırsanız, hemen sudan geçirin. Kurutursanız fena zorlar. Bir de... "Aç karnına kahve içmeyin çocuum". Ay dayanamadım mı ne! Anne yüreği işte...
Oyun, oyundan çok daha fazlasıdır
Dünyanın bütün kütüphaneleri, müzeleri, laboratuvarları elimizdeki o minicik cihazlarda. Ama bilgiyi yorumlamak da, en az bilginin kendisi kadar gerekli. O noktada hayal gücü ve yaratıcılık devreye giriyor. Hikayeler, romanlar, oyunlar çocuklarda yaratıcılık ve hayal gücüne yatırım için harika birer araç. Burada oyunlara bir parantez açmak lazım. Örneğin basit birkaç objenin kullanıldığı, hayal gücüne dayalı, mümkünse normalin/rutinin sınırlarını zorlayan oyunlar... Örneğin banyo küvetinin fayansları, bu sıcak yaz gününde sulu boya için harika bir tuval olmaz mı? Özgürce resim yaparken, çocuğunuzun nasıl eğlenebileceğini hayal edin lütfen. Temizliğini de ona bırakırsanız, gelişen sorumluluk duygusu da ödülünüz olur. Oyunla ilgili sor bir söz: Çocuklar, "Berbat bir gün geçirdim" demeyi bilmezmiş. Onların "Oyun oynayalım mı?" demesi aslında bu durumun bir ifadesiymiş. "Hayır" demeden önce bunu da düşünün olur mu?