Çocuklar bir alem... Dişleri çıkarken iyi gelsin diye organik anti-kanserojen vs. malzemeden yapılan türlü çeşitli diş kaşıyıcıya dünyanın parasını verip alırsın, o yine gider, ısrarla banyo terliğini ağzına sokar!
Odasına yığdığın masal kahramanları, bebekler, arabalar, yapbozlar öylece dururken, illa ister ki diş fırçasının şeffaf kutusu ile oynasın. Oyun hamurlarını bırakır, senin mutfak çekmecelerine dalar! Eski plastik bir süzgeci evin bütün odalarında gezdirir peşi sıra. Ya da sen bir lokma daha yedirebilmek için 40 takla atarken, boş çelik kepçeyi yalar durur bütün gün. Durum böyle olunca, her biri küçük birer servete mal olan oyuncaklar, bir süre sonra 'atılmaya da kıyılamayan' çöp yığınlarına dönüşüyor.
Bazen de kendisine yeterince vakit ayırılmadığını düşünen çocuğun, çalışan anne babadan kendince intikam alma aracına dönüşüyor bu oyuncak işi. Ya da yeterince sevilip sevilmediğini anlama kriterine. Daha da kötüsü, belli belirsiz bir vicdan azabı ile ebeveynin kendisi durmadan oyuncak satın alıyor.
Peki siz, çok oyuncağı var diye çok mutlu olan çocuk gördünüz mü? Ya da oyuncağı az diye mutsuz olan? Fakirlik güzellemesi yapmak değil amacım. Ama "O kadar oyuncağın var. Hala canın sıkılıyor!" diye iteklediğimiz çocuklara ilgisizliğin yanında bir de suçluluk ve yetersizlik duygusu mu armağan ediyoruz farkında olmadan?
Oysa önemli olan oyun, oyuncak değil...
Üstelik oyun, çocuk için su gibi, ekmek gibi bir ihtiyaç. Çünkü oyunla öğrenip, oyunla ifade edebiliyorlar kendilerini. Ebeveynlerin aynı zamanda iyi birer oyun arkadaşı da olması gerekiyor. İş o plastik fincan takımını almakla bitmiyor, o fincanlarla birlikte 'çay' içmek gerekiyor. Bu sırada sohbet etmek gerekiyor. Tamam yorgunuz falan ama oyunlar aslında biz büyüklere da iyi geliyor aslında. Günün stresini atma, kafayı boşaltma seansına dönüşüyor oynadığımız anlar...
"Çok oyun, az oyuncak" çocuğun hayal gücünü de geliştiriyor aynı zamanda. Hatta tersine çok oyuncak, uzmanlara göre oyun kalitesini bile bozuyor. Mesela Psikolog Hale Kahyaoğlu Çakmakcı, "Çocuklar ne kadar fazla oyuncak sahibi olurlarsa o kadar az oyun kurabiliyor" diyor. İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Çakmakcı, şunları söylüyor: "Çocukların oyun oynamaya ihtiyacı olduğu kesin ancak bu malzeme ve materyaller evinizde var olan malzemelerden ibaret olabilir. Ekstra bir şeye ihtiyacınız olmayabilir. Mağazalardan yapacağınız pahalı alışverişler yerine evinizde kullanabileceğiniz bir tencere, kapak, piknik bardakları, bos yumurta kutuları ile vakit geçirebilirsiniz."
AZ SEÇENEK SUNUN
"Çocuklar ne kadar fazla oyuncak sahibi olurlarsa o kadar az eğleniyor ve az oyun kurabiliyor" diyen Çakmakcı, "Bir çocuğun önünde 30 oyuncak olduğu zaman bu oyuncakların hangisiyle oynayacağını seçerken zaten zaman geçiyor.
Biz bu çocuğun önüne daha az oyuncak koyduğumuz zaman o oyuncağa dikkatini verebiliyor. Böylece oyun kurarak 'nitelikli oyun' oluşturabiliyor" diyor.