İşler bazen hiç ama hiç iyi gitmiyor ebeveynlikte! "Yapma" dediğin şeyi gözünün içine baka baka defalarca yapan, sinirden tansiyonun tavan yapmışken karşına geçip gülerek, "Çık masaya tepin istersen" diyor!
Bir tek bu mu? Elbette hayır!
Önemli bir telefon görüşmesinde olduğunu kaş göz işaretleri ile, kah yalvararak kah tehdit ederek anlatmaya çalışmana rağmen, yabani bir hayvan gibi değişik sesler çıkararak etrafında tur atıyor.
Güç bela görüşmeyi bitirince, önündeki boşlukta iki seçenek beliriyor:
1. Allah yarattı demeden tutup duvara çarpmak 2: Ya sabır çekmek Çocuk aynı çocuk. Sen aynı sen. 11 yaştan geriye doğru sayıyorsun, 10, 9 , 8, 7, 6, 5, 4... Yok yahu! Hiçbir yaşı böyle değildi bu çocuğun. Büyüdükçe akıllanacağına deliriyor iyice!
Şımarıklık mı? Bence değil.
Peki bu saçma sapan enerji patlamaları, her şeye itiraz etmeler, hep bir yüksek perdeden konuşma ihtiyacı?
Onların tabirleriyle söylüyorum:
Ergenlik is loading!
Welcome to hell!
Bütün bu saçmalıkları tek bir cümlede özetleyen çok güzel bir ergenlik tanımı var: Önce davranıyorlar, sonra düşünüyorlar!
Hani biz önce düşünüp sonra davranıyoruz ya, ergenlerde bu süreç tam tersi şekilde işliyor.
O yüzden bu denklemde daha çok sabır ve anlayış göstermesi gereken taraf biz oluyoruz.
SENİN ZAMANIN ŞU AN!
Bu noktada "Ay bizim zamanımızda bla bla bla" şeklinde sızlanmanın kimseye bir faydası yok. Evet, bizim annelerimiz kendi annelerinin kaşından gözünden anlarmış ne demek istediğini. Bizler, annelerimizin sözlü talimatlarını anlayıp yerine getiriyorduk iyi kötü. Bizimkiler, evet bunu da yapmıyor.
Peki ne yapacağız dostlarım? Pes mi edeceğiz? Elbette hayır. Ama 'bizim zamanımızda' diye başlayan o cümleleri de asla kurmayacağız.
Çünkü böyle düşünerek, kendimizi yaşadığımız zamanın dışına atıyoruz.
Oysa burada ve bu zamandayız.
İşimiz bu yavruları olabilecek en iyi şekilde hayata hazırlamak. Evet kolay değil ama kolay olacağını da kimse söylemedi zaten!
BUNLARI ASLA SÖYLEME
Instagram'da "enteresanbilgiler" diye bir hesabın paylaşımını gördüm geçenlerde. "Bir ergenle konuşurken bu cümleleri asla kurmayın" diyor.
Önce kurulmaması gereken cümle, ardından da olumlu bir alternatif cümle geliyor paylaşımda. Yaşları büyüdükçe açılan, açıldıkça da kalbimizi acıtan o mesafe var ya, belki bizim iyi niyetle söylediğimiz o cümleler buna sebep. Anlaşılmadığını, sürekli eleştirildiğini düşünüp kabuğuna çekilmekten alıkoyar mı bilinmez ama kesinlikle denemeye değer. x Zamanını boş şeylerle geçiriyorsun!
✔ Yaptığın şeye ben de dahil olabilir miyim? Ne ile uğraşıyorsun? Bana da gösterir misin? Ne işe yarıyor birlikte bakalım. x Her şeye bir cevabın var!
✔ Kendi fikirlerini özgürce söyleyebilirsin.
Sadece sana zarar geleceğini dşüündüğüm konularda birlikte ortak bir karar vermemiz daha sağlıklı olur.
Benim fikirlerimi de bir düşün. x Telefonla ilgilendiğin kadar derslerinle de ilgilen!
✔ Gününü planlaman seni ileride başarılı kılar. Bu konuda sana yardımcı olabilirim. Nereden başlayacağımıza sen karar verirsin. Hayallerin için zamanla işbirliği yapmalısın. x Artık kendine bir çekidüzen ver!
✔ Duygularını ve bedenini anlamakta zorlanabilirsin. Bunlar da davranışlarına yansıyabilir ama bu geçici bir süreç. Kendini toparlaman için sana seve seve yardımcı olabilirim. x Yanımıza gel artık yeter!
✔ Günün bazı zamanlarında yalnız olmak iyi hissettiriyorsa sorun değil. Ama seninle bir şeyler paylaşmayı da çok isterim.
İhtiyacın olduğunda ben buradayım.