• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Şimdiden tükendiler ARZU GÜNAYDIN

Şimdiden tükendiler

arzu.gunaydın@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Ekim 2021, 18:21

12 yaşındaki oğlum, gözlerinde stresle birikmiş gözyaşlarını tutmaya çalışarak yanımıza geldi. Yetiştiremiyorum dedi... Ödevler bir türlü bitmiyor. Bütün gün okulda yorulduktan sonra eve gelip yatana kadar ödev yapmaktan bıktım artık ve ardından ekledi: Hafta sonu da dinlenemedim.
Henüz dördüncü haftada oğlumun tükenmişliğine üzüldüm. Halbuki bugünlerde öğrencilerde tükenmişliği değil, oryantasyonu konuşuyor olmalıydık. Üstelik şimdiden yorulan sadece o değildi. Okullar açıldığından beri evdeki diğer tüm bireyler (baba, abla ve ben) ödevlerine yardımcı olmaktan akşam sohbetlerini unutmuş, ödev bittikten sonra uykuya dalmadan kendine biraz vakit ayırabilsin diye ertesi gün hazırlıklarını yapar hale gelmiştik...
Hafta sonu planlarımız ise geri kaldığı konuları telafi etmek ve yine ödevlerini bitirmek üzerine kurulu. Yoğun ve hiç bitmeyecek bir kampta gibiyiz yani.
Dostlarla bile bir araya gelemez olduk.

IYI NIYET TASLARI
Algıda seçicilik olsa gerek, havaalanında kahve alırken sırada bekleyen hanımın telefon konuşmasına şahit oldum: Çocuğun ödevleri yetiştiremediğinden bahsediyordu o da. Bu konuyla ilgili öğretmenle olan konuşmasından. Öğretmen üç katını başka çocukların yaptığını söylemiş, anneyi gönlünden vurmuştu.
Anne karşıdakine Ahmet öğretmenin hırsından ve mesleğinde ne kadar iyi (!) olduğundan bahsediyordu. Artık ders aldırmaktan başka çareleri kalmamıştı bu iyi öğretmene layık olabilmek için. Ancak, Ahmet öğretmenin hırsının odağını bile sorgulamayan anne, kendisinin de öğrenci merkezli düşünmekten uzaklaştığının farkında değildi.
Sonrasında tesadüfen karşılaştığım arkadaşımla yaptığımız ayaküstü sohbette, onun da bu süreçte yorulduğunu ama bu durumdan çok mutlu olduğunu hayretle öğrendim.
Okulların kapanma ihtimaline karşılık öğretmenlerin çocuklara maksimum düzeyde yüklenmeleri gerektiğini düşünüyordu çünkü.
Cehennemin yollarının bazen iyi niyet taşları ile de döşenebileceğini unutmayalım. Tüm hayatlarının kalitesini belirleyecek temellerin bu yaşlarda atıldığını da. Ve tabi bu yaşlarda oluşacak travmaların ve eksik kalan sosyal veya ruhsal becerilerin hayatlarının geri kalan kısmını etkileyebileceğini de. Öncelik, sınava hazırlamak yerine sorumluluk duygularını geliştirmek olsa ya da başkaları ile değil de kendi ile yarıştırmak haline gelse çok daha güzel sonuçlar almaz mıydık?

STANDARDA SOKMAK
Okulların varlığının veya eğitim yöntemlerinin tartışıldığı bu günlerde, çocuklarımızı biz yetişkinlerin dahi kaldıramayacağı bir yükün altına soktuğumuzun farkında mıyız? Değilsek de fark ettirelim: Hangimiz 8-9 saat sıralarda 40 dakika oturup, su ve tuvalet ihtiyaçlarını sadece 10 dakikalık teneffüslere sıkıştırdığımız bir hayattan zevk alabiliriz?
Sıraların rahat koltuklar olmadığını ve maskeyle oturmak zorunda olduklarını hatırlatmaya da gerek yok sanırım.
Eve gelip dinlenmeye, kitap okumaya ya da müzik vs ile ilgilenmeye fırsat bulamadıklarını da ekleyelim. Bir-iki gün de değil üstelik, her gün... Ne için?
İyi bir lise ya da üniversiteye girebilmeleri için...
Ülkenin hatta dünyanın en iyi okullarında dahi okusalar, sanatı hayatına sokamamış, spora vakit ayıramayan, kitap okuma alışkanlığı edinememiş, kendine ait değerler oluşturamamış, dünyadan kopuk bireyler ne kadar kaliteli bir yaşam sürebilir ki? Ne kadar vizyoner olur ve bu ülkeye yararı dokunabilir, oturup düşünelim sevgili veliler.
Düşünelim ve sonra da işi eğitim olan uzmanlara bırakalım bu alanı.
Çünkü, eğitim sistemimizdeki aksaklıklar gerçekten bu işten anlayan, öğrenci odaklı düşünebilen uzmanlarla giderilebilir ancak. Eğitimde eşitlik adı altında, tüm çocukları aynı standarta sokmaya çalışanlarla değil. Sonuç olarak, adaleti ve insani değerleri yücelten, bireysel özellikleri dikkate alan eğitimciler bu ülkeye kazandıracak. Sayıları az olmayan bu öğretmenlerimizin daha da artması dileği ile...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.