Giriş Tarihi: 29 Ekim 2021, 18:55
Tarih boyunca devletini baba, vatanını ana bellemiş Türk Milleti'nin bayrağını dalgalandırdığı topraklara duyduğu aidiyet duygusu Cumhuriyet'in kurulmasını sağlayan en büyük etkenlerdendir. Öyle ki, yayılmacı Avrupa'nın önce sağlığını bozup sonra hasta adam ilan ettiği büyük Osmanlı'nın yıkıldığı, topraklarının işgal edildiği bir süreçten dünyaya örnek olacak büyük zaferlerle çıkan, üstüne bir de Cumhuriyet'i kuran yine bu yüce millettir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aldığı sorumlulukla liderlik ettiği bu süreç, Türk milletinin adanmışlığı ile başarıya ulaşmıştır. Malumunuz Cumhuriyet hakkın, hukukun da kapısı. Türk Milleti, hiç kimsenin veya herhangi bir zümrenin ayrıcalığının olmadığı bu yönetim şekli ile iradesini serbestçe kullanmaya başladı. 98 yıl önce ait olduğu topraklarda kendi iradesini eline aldı yani.
SADAKAT
Her birey bir aileye, bir ülkeye doğuyor. Önce ailemiz bize değerimizi hissettiriyor ve kendimize bir yer bulabiliyorsak; ilk olarak oraya aidiyetimiz oluşuyor. Ardından gittiğimiz okul veya çalıştığımız işyerinde benim burada olmam gerekli duygusu oraya olan bağlılığımızı ve sadakatimizi artırıyor. Yani kendimize bir yer edinebildiğimiz mekanlar ya da gönüllere aitiz. Bu yüzden sevdiğimiz insanlara evimizde, otobüste, işyerinde en önemlisi kalplerde öncelikle yer verişimiz. Yer vermek ise emek ve zaman vermek ile de ilişkili. Değerini hisettirdiğimizde verdiğimiz yerde kök salabiliyor o kişi. Ancak ondan sonra ait hissedebiliyor o yere veya belki de gönüle... Kurtuluş savaşı mücadelesinde de vatana aidiyetini imandan bilen bir milletin şahlanışını gördük.
Cumhuriyet'ten sonra kurulan eğitim ordusu, yeni nesilde de bu duygunun gelişmesini ilk amaçlarından belledi.
Milli eğitimin ilk temel amacı Türk çocuğunun iyi bir vatandaş olarak yetişmesini sağlamaktır... Bu amaç uğruna yaptıklarımızın yeterli olup olmadığını tartışmak günümüzün en temel gereksinimlerindendir kanımca. Vatanına aidiyet hisseden gençler ,ben bu ülkede değerliyim, ben burada olmalıyım düşüncesi ile hareket edeceklerdir. Ben bu takıma aitim diyen evlatlarımız, takımın maçı kazanması için canla başla çalışacaktır.
Bunun için de kendi kişisel özelliklerinin farkındalığının önceden kazandırılması şart tabi ki. Bu yüzden okullarda hiçbir öğrenci dışlanmamalı, her çocuk kendine bir yer edinebilmeli.
Kök salamayan gençlerin filiz vermesi beklenmemeli.
SORUMLULUK
Cumhuriyet demek milletin iradesini ele almasıdır demiştik ya, bu irade beraberinde sorumluluğu da getirmekte. Yani elele verip, ülkenin kalkınması için uğraşmayı... İşte gençleri bu bu bilince ulaştırmak da yine eğitimle mümkün. Test kitaplarına gömülmüş gençler iyi bir lise ya da üniversiteye girmek kadar ülkesi için çalışma arzusu içinde de olmalılar.
Aksi takdirde son zamanlarda daha çok duymaya başladığımız gençlerin yurtdışında yaşama hayalleri hepimize kaybettirecek. Üstelik aidiyet hissedemedikleri için kaçanlar hiçbir yere kök salamayacaklarını bilemeyecekler.
Varlığımız ile ilgili ilk değerlere ulaştığımız yer ailemiz hiç kuşkusuz.
Aileden sonra ise okullar.
Özetle okullarımız öğrencilere verebileceği değerler için daha çok çalışıp, birlikte oluşturacağımız gücün önemini onlara anlatabilmeli. Aksi takdirde aidiyet hissetmeyen öğrencilerden, yaşadıkları ülke ile bağ kuramadıklarında sadakat, sevgi, özveri ,dayanışma beklemek çok da mümkün olmayacaktır. Unutmayalım ki, aidiyeti olmayanın acziyeti olacaktır.
Bu vesile ile başta Cumhuriyet'i yükseltecek gençlerimiz olmak üzere, milletimizin bayramı tekrar kutlu olsun. Nice 98 yıllara...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.